MevzÛ Hadİsler

zühd

Üye
23 Ocak 2007
148
0
MEVZÛ HADİSLER

Prof. Dr. M. Yaşar Kandemir



Hâdiseleri olduğundan çok daha farklı bir mahiyette aksettirmek, kendilerine sevgi ve sempati beslenen şahısları aşırı ifadelerle methetmek, insan tabiatının zaaflarından birisidir. Bu tür hareketlerin çoğu zaman maddî ve manevî birtakım hesaplar uğruna yapılmış olması da bu zaafın bir başka tezahürüdür. İnsanları mübalâğacılıktan da öte yalancı konumuna düşüren bu sıfatın mevzû hadislerin doğup gelişmesinde büyük etkisi olduğu muhakkaktır.Çünkü Hz. Peygamber'in kudretli şahsiyeti ve ayrıca ilâhî yardımla desteklenmiş olması onun hem ashâbı, hem çağdaşları ve hem de daha sonraki nesiller tarafından üstün bir varlık olarak kabul edilmesini sağlamıştır. Rasûl-i Ekrem'in Müslümanlar arasındaki bu farklı kabulünü ve müessir şahsiyetini, davaları adına istismar etmek hevesiyle harekete geçen samimiyetsiz nice şahıslardan başka İslâm'a hizmet etmek düşüncesiyle câhil birçok Müslüman da icâd ettikleri yığınla söz ve davranışları ona isnad etmeye yeltenmişlerdir.
Hz. Peygamber'in kesin ihtarlarına rağmen birtakım kimseler Peygamber adına hadis uydurmaktan geri durmamışlardır. Mevzûât kitaplarını dolduran yalan ve iftira mahsulü binlerce uydurma söz de bunun açık bir delilidir. Böyle olduğu halde mevzu hadislerin mevcudiyetini inkâr etmeye kalkan bazılarına da tesadüf edilmiştir.
Hadis terminolojisinde Hz. Peygamber'in ağzından uydurulan ve iftira edilerek ona nisbet edilen söz manasında kullanılan "mevzû" tabiri “icad edilmiş, uydurulmuş” kelimeleriyle izah edilmektedir.
Ashâb-ı kirâma ve daha sonraki zevâta aitmiş gibi gösterilen birtakım sözler de mevzû kelimesinin kapsamına girmektedir. Yalnız mevzû kelimesi mutlak kullanıldığı zaman Hz. Peygamber adına uydurulan sözleri ifade etmektedir. Başkaları hakkında uydurulmuş sözler için de çoğu zaman "bu falan adına uydurulmuş" ifadesi yer almaktadır.
 

zühd

Üye
23 Ocak 2007
148
0
HADİS UYDURMA HAREKETİ VE SEBEPLERİ

Hadis Uydurma Hareketinin Başlaması ve Bu Hâdise Karşısında Ashâbın Durumu:
Hadis uydurma işinin ne zaman başladığı meselesi hadis ilmiyle meşgul olanbazı âlimler arasında ihtilâf konusu olagelmiştir. Hz. Peygamber hayattayken,Medine civarındaki bir kabile halkını, Rasûlullah tarafından tayin edilmiş birmemur olduğunu söyleyerek aldatmak isteyen şahsın durumunu ele alan ve hadisuydurma faaliyetinin bu suretle başlamış olduğunu söyleyen İbn Hazm (456/1063)gibi âlimler vardır. Öte yandan bunun sadece Hz. Peygamber aleyhinde söylenmişbir yalandan ibaret olduğunu ve asıl hadis uydurma hareketinin çok sonralarıbaşladığını kabul edenler de olmuştur. İkinci görüşü savunanların Hz. Peygamberzamanında hadis uydurulmaya başlandığını kabul ettikleri takdirde, sahabîlerintöhmet altında bırakılmış olacağı endişesi taşıdıkları dikkati çekmektedir.Hâlbuki hadis uyduranları gözden geçirdiğimizde nasıl bunlar arasında kötüniyetli İslâm düşmanlarının büyük bir yekûn tuttuğunu görüyorsak, Hz.Peygamber'in hayatında onun düşmanlarının, münâfıkların, ona yalancı, mecnun,sihirbaz ve şair demek cüretinde bulunan nicelerin de mevcut olduğunu hesabakatmak suretiyle, icat ettikleri bir sözü Hz. Peygamber'e nispetedebileceklerine ihtimal vermek de daima mümkündür.
Şunu da belirtmek gerekir ki, Hz. Peygamber devrinde bu münferit hâdisedışında böyle bir vakaya rastlamıyoruz. Bunun en büyük sebebi de muhakkak ki, Hz.Peygamber'in bu tür isnatları bizzat tekzîb edeceği düşüncesidir. Ayrıca onun,münâfıkların birtakım tasavvurlarını vukuundan önce ortaya çıkarmasıkarşısındaki endişe ve yılgınlığını da hesaba katmak lâzımdır.
Hz. Peygamber'in vefatını takib eden Hz. Ebu Bekr (632-634) ve Ömer(634-643) devirlerinde hadis uydurulduğuna dair zan ve tahminden öte kesinbilgiye sahip değiliz. Bununla beraber münafıkların ve dinden dönme hâdiselerisırasında mürtedlerin maksatlarına uyan hadisler icad etmeleri ihtimal dışıdeğildir. Hatta sahâbî olmayan birçokları için de bu ihtimaller bahis konusuolabilir.
Hz. Peygamber'in sağlığında kamuoyunu meşgul ederek ihtilâflara sebep olacakbir olay yaşanmamıştır. Onun vefatından sonra birtakım ihtilâflar çıkmışsa dabunlar Müslümanların birliğini bozacak boyutlarda olmamış, kısa zamanda ortadankalkmıştır. Gerçi imamet meselesi ile ilgili hadislerin ilk üç halifeninmuhalifleri tarafından bu müddet zarfında uydurulmuş olacağı hatıra gelebilir.Ne var ki, mühim ayrılıkların ve fırkalaşma hareketlerinin daha sonra başladığıdüşünülünce bu ihtimalin zayıfladığı görülür.
İslâm'da ilk ciddi ihtilâfların tohumu Abdullah b. Sebe'nin(40/660) hilâfeti haksız yere aldığı iddiasıyla ortaya çıkarak halkı Hz.Osman'ın aleyhine ayaklandırmak için Hicaz'dan başlayıp, Basra, Şam ve diğerşehirleri dolaşmaya çıkmasıyla atılmış oldu. "Fitnenin kopması" diyeanılan Hz. Osman'ın şehid edilmesi hâdisesiyle birlikte de çeşitli fırkalarortaya çıktı. Bu hâdisenin yol açtığı anlaşmazlıklar neticesindedir ki, Hz. Ali(40/660) ve Hz. Muâviye (60/679) Sıffîn'de karşı karşıya gelmişlerdir. Buradavukua gelen "hakem hâdisesi"sini müteakip iki büyük fırka ortayaçıktı. Bunlardan biri Hz. Ali'yi tekfîr eden Havâric diğeri de onun ilâh ve Hz.Peygamber'in emriyle seçilmiş bir halîfe olduğunu iddia eden Hz. Ebû Bekr veHz. Ömer'e söven "gulât-ı şî'a"dır.
Yine sahâbe asrının sonlarına doğru Kaderiye ve Mürcie mezheplerinin; dahasonraları ise Cehmiyye ve Müşebbihe gibi birçok bâtıl mezheplerin doğduğugörülmektedir.
Sahâbe asrının sonu diye ifade edilen büyük tâbiîler devri muhtelif parti vemezheplerin ortaya çıktığı, dikkatsiz ve samimiyetsiz hadis talebelerininçoğalmaya başladığı bir asırdır. Hadis uydurma hareketi işte böylebuhranlı bir çağda muhtelif tesirlerle başlamış ve gelişmiştir. Sahâbîlerinbüyük bir kısmı bu yaygın uydurma hareketini görmemiştir. Bununla beraber, Hz.Peygamber'in bu konudaki talimatı gereğince hadisler üzerindeki muhtemel birtahrif faaliyetine karşı son derece titiz davranmışlardır.
Hadis Uydurmanın Sebepleri:
Fırka, mezhep ve kabilesini müdafaa gayreti:
Bâtıl fırkalar hadisler üzerindeki tahriflerini iki şekilde yapmışlardır:
  1. İhtiyaçlarını karşılamayan ve işlerine gelmeyen hadislerin Hz. Peygamber'e nisbetini inkâr ederek uydurulmuş olduklarını iddia etmişlerdir.
  2. Görüşlerini takviye için devamlı olarak dinî naslara muhtaç olduklarından hasımlarının karşısında delil ve huccet olsun diye hadisler uydurarak bunları Hz. Peygamber'e isnad etmişlerdir.
İşte muhtelif fırkalar hadisleri bu iki surette tahrif etme yoluna giderekdavalarını Peygamber sözünün otoritesiyle desteklemek hususunda bir haylimesafe katettiler.
Görüşlerini desteklemek amacıyla hadis uyduran siyâsî fırka, kelâm ve fıkıhmezhepleri mensupları bu başlık altında değerlendirilebilir. Yine milliyetçilikduygusunun tesiriyle hadis uyduranlar da bu gruba dâhil edilebilir.
Ayrıca İslâm düşmanları da İslâm dinine zarar verme gayesiyle kasıtlı olarakhadis uydurmuşlardır.
İslâm dinine hizmet etme arzusu:
Müslümanları hayra ve iyi ameller yapmaya teşvik etmek ve dinin çirkingördüğü kötü hareketlerden sakındırmak maksadıyla hadis diye uydurulmuş sözlermevzû haberler arasında hayli kabarık bir yekûn tutmaktadır. Allah katındamakbul bir iş yaptıklarını zannederek hiçbir kayda tâbi olmaksızın hadis imaledenlerin zahidler, mutasavvıflar ve daha çok bu kılığa bürünen kimseler olduğugörülmektedir. Bu mevzu hadislerde ifası mümkün olmayacak kadar çok ibadetformülleri hazırlamışlardır. Aşağı yukarı her birinde şu müşterek ifadeyerastlamak mümkündür: “Kim falan gün şu kadar rekât namaz kılar ve her rekâttaşu sûreleri bu kadar defa okursa ona âhirette mükâfat olarak şunlar verilecektir…”
Tergîb için uydurulan haberlerin çoğu namaz ve oruç hakkında olmaklaberaber, bunlar dışında kalan diğer ibadet türlerini de kapsayan uydurmacılıkhareketinde fezâilu'l-Kur'ân'a (Kur’an’ın faziletleri) ayrı bir ehemmiyetverildiği aşikârdır. Kur'ân-ı Kerîm'in bazı sûreleri hakkında vâridolan hadislerle iktifa edemeyenler mevcut olmalı ki, bunlar her sûre hakkındaayrı ayrı hadîs uydurmaya kalmışlardır.
Şahsî menfaat düşüncesi:
Bu başlık altında sadece süflî çıkarlarına ulvî mefhumları âlet etmekte beisgörmeyenlerin durumları incelenecektir.
Dünyalık temini için çalışan bazı menfaatperestler, nüfuz ve idare sahibibirtakım zevâtın arzu ve yaşayışlarına uygun hadisler imal ederek bol bolbahşiş toplama cihetine gitmişlerdir. Bir de manevî nüfuz ticareti yaparak heryerde kendine saygı gösterilen bir âlim durumuna gelmek arzusuyla hadisuyduranlar olmuştur. Bu şöhret arzusunun pek farklı tezahürleri görülmektedir.Kendine sorulan bir soruya rasgele verdiği cevabı uydurduğu hadisle takviyeetmek isteyenler dahi vardır.
 

zühd

Üye
23 Ocak 2007
148
0
HANGİ KONUDAKİ HADİSLER MEVZÛ OLABİLİR?

Hadislerin sahîhini sakîminden ayırmak için büyük ve yorucu bir tasnîf faaliyetine giren muhaddisler her hadisi teker teker inceleyerek ait olduğu bölüme yerleştirmişlerdir. Bu çalışmaların sonunda uydurma hadisler müstakil eserlerde bir araya getirilmiştir. Hadis diye uydurulan bu geniş çaptaki müfredâtı daha umumî bir bakışla süzen bazı münekkidler, okuyucunun onları kolay bir şekilde ve ana hatlarıyla tanınmasını temin için hangi bahislerde daha çok uydurma hadîs bulunduğunu tespit etmeye çalışmışlardır.
Hadisçilerin bu konudaki çalışmalarından faydalanarak uydurma hadislerin çokça bulunduğu belli-başlı birkaç bahsi şöylece sıralayabiliriz:
  • Senenin veya haftanın belirli gün ve gecelerinde kılınması tavsiye edilen namazlar hakkındaki hadisler
  • Receb ayının ve bu ayda tutulacak oruçların fazileti hakkındaki hadisler
  • Belirli tarihlerde bazı hâdiselerin cereyân edeceğini haber veren hadisler
  • Kıyamet alâmetlerinin muayyen aylarda zuhûr edeceğini beyân eden hadisler
  • Türkleri, Habeşleri, Sudanları zemmeden hadisler
  • Ebû Hânîfe ve İmâm Şâfiî'nin adlarını anarak medh veya zemmeden hadisler
  • Hızır ve İlyâs'ın (as) hayatlarından bahseden hadisler
  • Mürcie, Cehmiyye, Kaderiye, Eş'ariyye mezheplerinden bahseden hadisler
  • İskenderiye, Dimyat, Basra, Bağdat, Kazvin, Ürdün, Abadan, Cidde, Askalan, Nusaybin, Antakya, Horasan, Merv, Buhârâ, Semerkant, Tûs, Herat, Kayrevan, Fas gibi şehir ve memleketleri medh eden veya zemmeden hadisler
  • Peygamberlerin veya diğer büyük zevatın kabirleri hakkında ileri sürülen hadisler sahîh değildir.
  • Aşura günün faziletinden ve o gün sürmelenmek, süslenmek veya hüzünlenmek, namaz kılmak, infâk etmek ve aşura çorbası pişirmekten bahseden hadisler
  • Mercimek, pirinç, bakla, patlıcan, portakal, üzüm, pırasa, karpuz, ceviz, peynir ve helva gibi yiyecek maddeleri ve gül, nergis, menekşe gibi çiçek ve bitkiler hakkındaki hadisler
  • Sokakta yemek yemeyi ve eti bıçakla kesmeyi yasaklayan ve etin faziletinden bahseden hadisler
  • İçinde Hz. Ayşe'nin lakabı olan "Humeyrâ" kelimesi bulunan veya "Yâ Humeyrâ" diye başlayan hadisler
  • Hz. Peygamber'in "Yâ Ali falan şeyin üç alâmeti vardır" diye başlayarak Hz. Ali'ye muhtelif vasiyetlerde bulunduğu iddia edilen hadisler. Bu sözde hadisler içerisinde "Ey Ali, Harun'un Musa'ya olan yakınlığı ne ise sen de bana öylesin" hadis sahihtir.
  • Kur'ân'ı Kerîm'in sûreleri hakkındaki hadislerin çoğu uydurmadır. Suyûtî'nin beyanına göre hakkında hadis varit olan sûreler şunlardır: Fâtiha, Bakara, Âli İmrân, Nisâ, Mâide, En'âm, A'raf, Tevbe, Kehf, Yâsîn, Duhân, Mülk, Zelzele, Nasr, Kâfirûn, İhlâs ve Muavvizeteyn.
  • İmânın artıp eksilmesi hakkındaki hadislerin çoğu uydurmadır.
  • Çocuğa Muhammed veya Ahmed adını koymanın faziletine dair sahih hadis yoktur.
  • Evlâdı zemmeden hadislerin tamamı uydurmadır.
  • Bekârlığı öven hadisler
  • Akîk taşından yapılmış yüzük taşının fazileti hakkındaki hadisler, uydurma hadislerdir.
 

zühd

Üye
23 Ocak 2007
148
0
MEVZÛ HADİSLERİN ALAMETLERİ VE BUNLARI TANIMA YOLLARI
1. Hadis uyduranın itirafı
2. Haberin lafzında veya manasında bozukluk olması
3. Elde mevcut güvenilir hadis kitaplarında bulunmaması
4. Birçok insanın görmesi gereken bir hâdiseyi bir kişinin gördüğünü iddia etmesi
5. Kur'ân'a ve sahîh sünnete aykırılık
6. Akla, his ve müşahedeye muhalif olması
7. Tarihi olaylara aykırı olması


www.SonPeygamber.info
 
Üst

Turkhackteam.org internet sitesi 5651 sayılı kanun’un 2. maddesinin 1. fıkrasının m) bendi ile aynı kanunun 5. maddesi kapsamında "Yer Sağlayıcı" konumundadır. İçerikler ön onay olmaksızın tamamen kullanıcılar tarafından oluşturulmaktadır. Turkhackteam.org; Yer sağlayıcı olarak, kullanıcılar tarafından oluşturulan içeriği ya da hukuka aykırı paylaşımı kontrol etmekle ya da araştırmakla yükümlü değildir. Türkhackteam saldırı timleri Türk sitelerine hiçbir zararlı faaliyette bulunmaz. Türkhackteam üyelerinin yaptığı bireysel hack faaliyetlerinden Türkhackteam sorumlu değildir. Sitelerinize Türkhackteam ismi kullanılarak hack faaliyetinde bulunulursa, site-sunucu erişim loglarından bu faaliyeti gerçekleştiren ip adresini tespit edip diğer kanıtlarla birlikte savcılığa suç duyurusunda bulununuz.