300 den fazla fıkra canın sıkıldıysa gel bak neler neler var

latiff

Uzman üye
10 Haz 2009
1,876
0
Konya
FIKRALAR
Karadeniz Fıkraları

Temel birgün hapishaneye düşmüş. Kaldığı koğuştaki adamların ilginç bir özelliği varmış. Koğuştaki mahkumlar hergün birbirlerine fıkra anlatıyorlarmış. Bir süre sonra anlatılan fıkralar hep aynı olunca içlerinden biri demiş ki:
Biz madem hep aynı fıkraları anlatıp duruyoruz, boşu boşuna fıkraları uzun uzadıya anlatmayalım. Hepsine birer numara verelim, birisi anlatıcağı zaman onun numarasını söylesin. demiş ve bu öneri herkes tarafından kabul edilmiş. Birgün
yine fıkra anlatacaklarmış. İçlerinden biri çıkmış 5 demiş herkes kahkahalarla gülmeye başlamış, millet gülmekten yerlere yatmış. Daha sonra bir başkası çıkmış 35 demiş herkes yine kahkahalarla gülmeye başlamış. Daha sonra Temele Bi tane de sen anlat demişler. Temel de 154 demiş ve demesiyle millet kahkahalara boğulmuş. Koğuştakiler beş dakika boyunca gümüşler artık bir süre sonra gülmekten çatlayacak hale gelmişler. Temel merakla sormuş:
Ne oldu niye bu kadar çok güldünüz ya? Bundan öncekilere bu kadar gülmemiştiniz.
Koğuştakiler:
Bu fıkrayı hiç duymamıştık!




Bir adamla karısı Mısırda eski bir çarşıda geziyorlarmış. Ayakkabı satılan bir dükkânın önünden geçerlerken satıcı içerden seslenmiş, buyur etmiş, girmişler.
- Satıcı çok özel büyülü sandaletlerim var beyefendi, sizi *** te çok vahşi ve kuvvetli yapacak sandaletler... Adam tabi ki erkekliğe leke sürdürmemek için pek önemsememiş ama eski günleri özleyen karısının ısrarlarına dayanamayıp sandaletleri denemeye karar vermiş. Adam sandaletleri giyer giymez gözleri parlamış, kalbi hızlı hızlı atmış, fiziksel değişimler başlamış, nefesi serileşmiş gözleri büyümüş ve etrafına seri bir şekilde bakınmaya başlamış. Karısı bir adım geri kaçmış Aman allahım dur dur... derken adam koşmuş, satıcıyı yakaladığı gibi tezgaha yatırmış, pantolonunu parçalayarak çıkarmaya başlamış, bu arada satıcı bir yandan kurtulmaya çalışırken bağırıyormuş,
-Sandaletleri ters giydin lan!...

Temel çokzenginmiş amerikada bir iş seyahatindeyken bir kuşsatan dükkana girmiş ve bir papağan görmüş , onunla biraz sohbet etmiş çok beğenmiş dükkan sahibine onu almak istediğini söylemiş ama ne mümkün dükkan sahibi diretmişte diretmiş satmam diye ama demiş dükkan sahibi
-bunun dört tane yumurtası var onları vereyim hemde daha ucuza
temel-tamam demiş
almış yumurtaları doğru memlekete yumurtaları hemen kuluçkaya yatırmış bir süre sonra yumurtalar çatlamaya başlamış birinden civciv 2. sinden ördek 3. sünden güvercin 4. sünden kaz yavrusu çıımış. aylar sonra temel tekrar amerikaya gitmiş aynı dükkana girmiş.papağan gülmeye başlamış
temel
-niye guliyisun demiş
papağan
-amerikada herkes senin enayiliğini konuşuyo demiş
temel de
-oda bişemi trabzonda herkes senun orospiluğuni konuşiyi


temel roman yazmak ister.ama nasıl roman yazılacağını bilmemektedir.nasıl roman yazılacağını öğrenmek için ömer seyfettinin yanına gider ve der ki bana nasıl roman yazılacağını öğret.ömer seyfettinde derki roman da biraz siyaset,biraz merak ve biraz da cinsellik olması gerekir.öyle bir roman yaz bana getir der.temel yazıp getirir.romanın başlığı şudur.1.luisi kim öptü.ömer seyfettin derki bunda bir şey eksik.birazda dinle ilgili birşeyler olması lazım.temel dinle ilgili birşeyler ekler getirir.bu seferki başlık ise şudur.allah allah 1.luisi kim öptü.
 
Son düzenleme:

latiff

Uzman üye
10 Haz 2009
1,876
0
Konya

TEMEL UÇAK PİLOTUYMUŞ UÇAĞI KULLANIRKEN BİR SÜRE SONRA UÇAK SALLANMIŞ YOLCULAR PANİK YAPMIŞ TEMEL GEÇMİŞ MİKROFONUN BAŞINA TİKKAT TİKKAT KAPTANINIZ KONUŞAYİ PANİK YAPMAYİN BİRAZDAN DURUM DÜZELECEKTİR FAKAT BİRAZ SONERA UÇAK DAHA ÇOK SALLANMAYA BAŞLAMIŞ TEMEL TEKRAR GEÇMİŞ MİKROFONUN BAŞINA TİKKAT TİKKAT KAPTANINIZ KONUŞAYİ HEP BERABER EŞHEDÜENLAİLAHEİLLAH

Temel ile Dursun hızlı trende yolculuk yaparken bir sığır çiftliğinin önünden geçerler.

Temel:

Ula Dursun burda tam 397 sığır var.

Dursun:

Ula Temel nasıl saydun haçen zırt diye geçtuk.

Temel:

Onun kısa bir yolu vardır. Ayaklarını sayup dörde böleyrum.


bir gün temel eski püskü arabasını alıp yola çıkmış ee eski deik ya temel yolda giderken bir gün önüne bir son model jip çıkmış araba kırmıza ışıkta durmuş temel arabaını frenine basmış ama araba eski olduğundan freni tutmamış adamın arabasına çarpmış adam çıkmış kardeşim ne yaptın sen demiş temel yalvara yakala adama sen zenginsin ben fakirim sen arabanı yaptırırsın demiş adam tamam diyerek yoluna devam etmiş temel yine arkasından vurmuş işte yine temel adama yalvarmısş yine kırmızı ışıkta arabaya vurmuş temel kafasını camdan çıkararak bi benim çıkmana gerek yok yoluna devam et demişşşş


birgün temelin babası ölmüş. gelen 2 kişi temelin yanına gelip:uyy temel kardeş neye namaz kılmıyin da demiş. temel: neden olacak uşağım ben cenaze namazı bilmem da demiş. sonra temelin kaynanası ölmüş. temel en başta namaz kılıyormuş. o adamlar temel uşağım sen hani cenaze namazı bilmiydin . temel:bu cenaze namazu değildir da bu bayram namazadur.

temelle dursun bir gün yemek yiyorlarmı dursun temele
_ ula temel erkek erkeğe yenen yemeğe ne denir?
_ temel ula okadar ot kafalımısın erkek erkeğe yemenen yemeğe menemen denir demiş

bir inşaata amele alınacaktır. alınacak elemanları kalfa cemal in seçmesi istenir. adaylar kalabalıktır bu durumda cemal sınav yapmaya karar verir._ pize 1 kişi lazumdur . pu nedenle sizu imtihan edeceğum . bir ara gözü temel e ilişmiş burnundan tanımıştır hemşerisini işe almak işter önce temeli sınava alır ve sorar hemşerim söyle bakalum ... 3 kuzu verdum kaç kuzu oldi? 6 tane oldi cemal biraz bozulur ama çaktırmaz . _ sana 2 kuzu verdum ,sonra 1 tane taha verdum kaç kuzi oldi _ tört kuzi oldi . cemal sinirlenir , ama hemşerisinede işe almak ister _ peçi 1 kuzi verdim , sonra bir taha verdum netti ? _ içi tane . cemal iyi ce sinirlenir ve temel iyice döver. ula sağa pir vermişsem pir kuzin olur anladunmi? _ olir mi temel . _ penum evde bir kuzi de kendumin var demiş

şimdi temel kahvede oturuyor dursun gelmiş temele sormuş
-ula temel hauu israiller uçağı nasil kaçırayi ben onu anlayamadım
-lan salak bilmimisun hiç bişey bak şimdi uçağı nasıl kaçırıyorlar
aynen şöyle hani uçak gittikçe kuçuliyi gittikçe kuçuliyi
haaa o zaman kaçırıyorlar onu


bir gün temel ile fadime barda içmişler eylenmişlergiderken polis çevirme yapıyormuş
polis:
--üfle bakalüm
temel üflemiş ve 400 alkol çıkmış
temel itiraz:
--cıhazınız bozu ben alkol almam
polis:
--karakola!
temel gider ve komutana cevap:
--ben alkol almam
komutan:
--yanında kişi varmıydı
polis:
--vardı efendim
komutan:
--getirin
eşini getirmişler ve:
--üfletin demiş komutan
üflemiş ve 300 alkol varmış
itiraz:
--içmedim
komutan:
--başka birivar mı?
polis:
--var bir çocuk
komutan:
--getirin
getirmişler ve üfle demişler üflemis 200 alkol ve cıhazın bozukolduğunu anlamışlar ve yollamışlar
temel giderken:
--bensana demedimmi çocuğada içirelim yolda lazımolur

BİR UÇAKTA TEMEL, İNGİLİZ FRANSIZ GİDİYORMUŞ.KASİYERE BİR ODA VARMI?DEMİŞ.AMA ORADA BİR KEÇİ YAŞAR DEMİŞ.TAMAM DEMİŞLER.İDDİAYA GİRMİŞLER.ODADA EN ÇOK DURAN PARAYI ALIR DEMİŞLER.FRANSIZ GİRMİŞ. DAKİKA OLMADAN ÇIKMIŞ.İNGİLİZ GİRMİŞ 5 İNGİLİZ GİRMİŞ 10 DAKİKA OLMADAN ÇIKMIŞ.TEMEL GİRMİŞ 1SAAT OLMUŞ.2SAAT OLMUŞ TEMEL YOK. BAYILDIMI Bİ BAKALIM DİYEREK ODAYA GİRMİŞLER.Bİ BAKMIŞLAR .TEMEL ÇORAPLARI ÇIKARMIŞ.KEÇİNİN AĞZINA TIKAMIŞ.KEÇİ BAYILMIŞ.TEMEL KAZANMIŞ.

Birgün (Temelle fadime evli tabi ) Temel le fadime tarlada çalışıyorlarmış..Tarlanın da sağ tarafında bir tepe, o tepe de Dursun un tarlaya açılırmış.Dursun tepeye çıkmış, Temele bağırmış,

- Temeeel! Fadimeyi sikiyolaar.!

Temel sinirlenmiş

- Ulan bi daha öyle konuş seni vururum demiş.

Dursun:

- Temeeel.!Fadimeyi sikiyolaaar! demiş.

Temel iyice sinirlenmiş.

Dursun yine Temeeel.Fadimeyi sikiyolaaar! deyince Temel yeter artık diyerek Tüfeğini almak için eve gitmiş
Tam bu sırada Dursun aşağı inip Fadime yi sikmeye başlamış

Temel Döndüğünde Tepeye bi bakmış, Dursun yok.
Kesin yana kaçmıştır deyip tepeye cıkmıs ve Dursun un fadime yi siktiğini görmüş

- Ulaa valla burdan öyle gözüküyo..!
Bir gün temelle komşusu kavgaya tutuşmuşlar.Temel sinirlenmiş komşusunu merdivenden aşağı itmiş.Komşusu sakatlanmış temeli mahkemeye vermiş.

Hakim Temele :

- Temel, davacıyı merdivenden sen mi ittin?

Temel de demişki :

- Bi Pasamak ittum gerisunu kendu düşti...


birgün dursun köye gelmiş temele demişki temel bizim istanbulda bir sürü o**spu karılar var demiş. temel onlarla nasıl s*k**cem demiş dursun
-genel eve git benim ismimi de herkes sana g*t verir demiş.
temel genel evi sıradan ev zannetmiş
rastgele bir evin zilini çalmış bir kadın kapıyı açmış.temel:
-beni temel yolladı seni s*keceğim demiş kadın kocasını çağırmış.kocasıda temeli bir güzel s*kmiş temel s*kilmenin heycanıyla yolda az daha eziliyormuş. adam kafasını camdan çıkarıp çıksana yolun ortasından g*t veren demiş temel:
-bi g*t verdik tüm memleket duydu

BİRGÜN TEMEL ALMAN DURSUN BİR ÖTELE GİDERLER VE RESEPİSİYON GÖREVLİSİ EFENDİM 3 ODAMIZ KALDI
ONLARDA:YILANLI KARINCALI VE SİNEKLİ
TEMEL KAARINCALI ODAYA DURSUN YILANLI ODAYA ALMANDA SİNEKLİ ODAYA GİRER SABAH OLUR RESEPSİYON GÖREVLİSİ SORAR DURSUN BEY NASIL GİTTİ GECENİZ VALLAHİ YILANLAR HER TARAFIMI SOKTU
ALMANA SORMUŞ GECENİZ NASIL GİTTİ VALLAHİ SİNEKLİ BİR GECE NASIL OLUR SENCE ENSON TEMELE SORMU NASIL GEÇTİ GECENİZ VALLAHİ ÇOK RAHATTIM ÇÜNKÜ 1 KARINCA ÖLDÜRDÜM GERİSİ CENAZESİNE GİTTİ BENDDE UYUDUM

 
Son düzenleme:

latiff

Uzman üye
10 Haz 2009
1,876
0
Konya

temel ile dursun bir bankayı soymuşlar, tam çıkarken bi polis sireni duymuşlar. bunlar tabii ki kaçmaya başlamışlar.kaçarken polisin sireninden Durrr! or**pu ****** diye bir ses çıkmış.. temel de dursun polis beni tanıdı sen kaç demiş...

komutan temele sorayi temeldiyi düşman askeri sagdan geldimi ne yaparsın
vururum oni komitanum öntaraftan geldimi vururum oni komitanum arkadan geldimi vururum oni komitanum yukardan aşagı geldimi vururum komitanum
sol tarafdan geldi temel sinirlendi diyi komitanum bu memleketin tek askeri benmiyim. =)


temel ile dursun gemiye binmişler giderlerken valizleri suya düşmüş dursun temele demişki ula temel valizler suya düştü temelde boşver valizler kilitliydi içine su girmez


Temel, Dursunu da almış yanına, atlamış Renault 12sine, para kazanmaya İstanbula gelmişler.
İstanbulda avare avare dolaşırken bir dükkan görmüşler:
Pantolon - 5 TL
Gömlek - 2,5 TL
Palto - 10 TL
Temelde şimşek çakmış !
Ula Tursun, bu fiyatlar harika, biz şimdi burdan 100 tane pantol, 100 tane gömlek, 10 tane palto alsak, Trabizona dönsek, bunları en az 3 katı fiyatına satar zengin oluruz daaa....
Dalmışlar dükkana...
Temel hemen atılmış:
Bana 100 tane pantol, 500 lira eder, 100 tane gömlek, 250 lira eder, 10 tane de palto, 100 lira eder..., Alın şu 850 lirayı yükleyin arabaya ! demiş.
Dükkan sahibi sormuş:
Siz Laz mısınız yoksa ?
Temel bozulmuş:
Nerden anladın daaa ?
Dükkan sahibi gülümseyerek yanıtlamış:
Kardeşim bakmadınız mı ? Burası Kurutemizleme Dükkanı !



temel bir gün alışverişe giderken herkezin yere baktığını görür.dikkatini çeker.markete girip çıktıktan sonra bari bende havaya bakıyım deyip havaya bakar adamın birine çarpar.temel:
-siz neden yere bakıyorsunuz der.adam:
-para arıyoruz der.temele:sen neden havaya bakıyorsun der:temel
-sizin yerde aradığınız paralar nereden geliyor saniyursuniz havadan yere düşmeyurmi?

Temel bir gün doktora gider ve doktora der doktor bey
Doktor: Efendim der
Temel:Hastayımda
Doktor:Sigortalımısın der?
Temel:Yok doktor bey Trabzonluyum




Temel hastaneye gitmektedir. Girişte birinin ağladığını görür. Yaklaşır ve sorar: - Hayrola hemşerim! Neden ağlıyorsun? Adam: - Kan tahlili yaptırmaya geldim. Parmağımı kestiler! der. Temel daha şiddetli bir şekilde ağlamaya başlar. Bu sefer susan adam, Temele sorar: - Hemşerim, sen niye ağlamaya başladın? Temel: - Ben der, idrar tahlili yaptırmaya geldim.



İngiliz, Fransız ve Laz gene beraberler.. İngiliz - Golf için bir sopa, bir top ve bir delik gerekir, bende bir sopa var. Fransız: - Bende de bir top var. Temel: - Ben oynamıyorum.

Arslan Oğlu Arslan

Temel askerdeyken yeni basçavus gelir ve tüm bölüge söyle der:

- Sakin benim adimi unutmayin, benim adim Arslan Oglu Arslan...Eger adimi unutursaniz geldigimde caniniza okurum der ve gider.

Aradan haftalar geçer ve Basçavus gelir herkeze adini sorar ve hepsi bilir. Sira Temele gelir. Temel:

- Bi hayvan oglu hayvandi ama haçen tam hatirlayamayrum

ASKER

Temel askere gider.askerde komutanı temele gelen herkese dur diyeceksin der ve parolayı sor der.bilemezse vur der.temel akşam nöbete kalır bir adam gelir temel adama dur der.adam durur.temel yine dur der.adam:duruyoruzya der.temel bir kez daha adama dur der ve ardından vurur adamı vururken komitanım üç kere tur sonra fur der ve adamı vurur.


Temel tarikata girmek icin basvurmus. Seyhin karsisina cikarmislar. Temel: Seyhim tarikata girmek istiyorum demis. Seyh de: Olur, ama 3 hafta karinla yatmayacaksin. demis. Neyse aradan uc hafta gecmis ve temel Seyhin onune tekrar gelmis.
Seyh sormus: Temel tamam mi ? Sabredebildin mi ? Temel: Valla, ilk hafta hic problem yoktu. Ikinci hafta sabrim cok zorlandi. Ama dayandim.Ucuncu hafta bir gun Migros a gitmistik. Benim kari ust raflardan bir iki paket almaya calisiyordu. Hatunun bacaklari gozukunce icim gitti.Daha sonra paketler yere dustu. Benim kari da paketleri almak icin egilince dayanamadim demis. Seyh de:Aaaa olmadi. Simdi biz seni tarikata alamayiz. deyince, Temel: Si..tiret tarikati bizi artik Migrosa bile almıyorlar zaten


karadenızın bır koyunde yasayan fadıme hıc erkek arkadası olamamıs ve bu boyle devam etmıs ve evlenmemıs hıc bunu uzerıne kız 40 yasmıs koyun muhtarına gıtmıs demıski muhtar benım bır vasıyetım var ben olursem mezar tasıma kız dogdu kız yasadı kız öldu dıye yadır demıs ahada parası demıs arada zaman gecmıs kız olmus ve muhtar mezar temele gıtmış durum anlatmıs

temel demıskı bu cok uzun yazı sıgmaz ben bunu kısaltım muhtar demıs kı ne yazacan ben yapım orda okursun demıs ve cbır gun sonra yapmıs muhtar mezarlıga gıtmiş mezar tasıda kısa ve oz ACILMADAN İADE



karadenızın bır koyunde yasayan fadıme hıc erkek arkadası olamamıs ve bu boyle devam etmıs ve evlenmemıs hıc bunu uzerıne kız 40 yasmıs koyun muhtarına gıtmıs demıski muhtar benım bır vasıyetım var ben olursem mezar tasıma kız dogdu kız yasadı kız öldu dıye yadır demıs ahada parası demıs arada zaman gecmıs kız olmus ve muhtar mezar temele gıtmış durum anlatmıs

temel demıskı bu cok uzun yazı sıgmaz ben bunu kısaltım muhtar demıs kı ne yazacan ben yapım orda okursun demıs ve cbır gun sonra yapmıs muhtar mezarlıga gıtmiş mezar tasıda kısa ve oz ACILMADAN İADE





BİR GÜN AKIL HASTAHANESİNDE TEMEL İLE DURSUN HAVUZ BAŞINDA GÜNEŞLENİRKEN DURSUN ANİDEN HAVUZA DÜŞER. TABİİ BİZİM DURSUN YUZME BİLMİYOR HEMEN İMDADINA TEMEL YETİŞİR VE DURSUNU ÇIKARIR. BUNU GÖREN EDOKTORLAR TEMELİN AKKILLANDIGINA KARAR VERİR VE TEMELİ ODAYA ÇAGIRIRLAR:
TEMEL SANA HEM İYİ HEM KÖTÜ HABERİMİZ VAR DERLEER. DÜN HAVUZDA DURSUNU KURTARDIGINI GÖRDÜK VE SENİNİN AKILLANDIGINI ANLADIK.ARTIK EVİNE DÖNEBİLİRSİN.BİRDE KÖTÜ HABER DURSUNU KURTARDIN AMA DURSUNU ARKA BAHÇEDE ASILI BULDUK.TEMEL HEMEN CEVAP VERİR.:BİLİYORUM UŞAM BEN ONU KURUSUN DİYE ASTIM


BİR GÜN AKIL HASTAHANESİNDE TEMEL İLE DURSUN HAVUZ BAŞINDA GÜNEŞLENİRKEN DURSUN ANİDEN HAVUZA DÜŞER. TABİİ BİZİM DURSUN YUZME BİLMİYOR HEMEN İMDADINA TEMEL YETİŞİR VE DURSUNU ÇIKARIR. BUNU GÖREN EDOKTORLAR TEMELİN AKKILLANDIGINA KARAR VERİR VE TEMELİ ODAYA ÇAGIRIRLAR:
TEMEL SANA HEM İYİ HEM KÖTÜ HABERİMİZ VAR DERLEER. DÜN HAVUZDA DURSUNU KURTARDIGINI GÖRDÜK VE SENİNİN AKILLANDIGINI ANLADIK.ARTIK EVİNE DÖNEBİLİRSİN.BİRDE KÖTÜ HABER DURSUNU KURTARDIN AMA DURSUNU ARKA BAHÇEDE ASILI BULDUK.TEMEL HEMEN CEVAP VERİR.:BİLİYORUM UŞAM BEN ONU KURUSUN DİYE ASTIM


Temel ava çıkmış, eli boş dönmemek için kasaptan bir tavşan almiş.
Fadime,
- Ha pu netur, soyulmus tavşanı nasıl avlaysun?
- *** yaparçen yakaladum, çiyinmeye firsatu olmadu...

Gülmedim

 

latiff

Uzman üye
10 Haz 2009
1,876
0
Konya

temel e doktor demiş ki bir hafta kapıdan dışarı çıkmayacaksın demiş temel tamam demiş sonra eve gitmiş arkadaşları temel gel gezelim demiş temel tamam demiş sonra pencereye yaklaşmış ve pencereden dışarı çıkmış arkadaşları demişki temel neden kapıdan çıkmadın demiş temelde doktor yasakladı demiş




Temel yolda yürürken bir kutu kibrit bulmuş. Bakmyş içinde tam dört tane
kibrit var. İlk üç kibrit yanmamış. Dördüncüsü yanmış. Hah bu iyi deyip,
kibriti saklamış.


Temel askerliğini yapıyormuş. Bölükte kırk ere izin vermişler. Geç kalırlarsa
çadır hapsi var, ancak iyi bir mazeretleri olursa affedilecekler. Kırk kişiden otuz dokuzu da geç kalmış, hep ayni mazeret:
- Atla istasyona celeydum. At catladi, tren kaçtı, geç kaldum.
Derken kırkıncı da tamamlanmış, Temel'e sıra gelmiş.
- Senin de mi atin çatladı, diye sormuşlar.
- Hayır, demiş. Yoldaki otuz dokuz at leşini geçemedum.


İri yarı bir adam kahveye girmiş.
- Hasan cimdur?
- Penum, demiş adamın biri.
Adam bu adamı bir güzel pataklamiş ve yüzünü gözünü kan içinde bırakmış.
Sonrada çekip gitmiş. Adam gittikten sonra dayak yiyen adam başlamış gülmeye. Kahvedekiler şaşırmış ve hemen sormuşlar:
- Ya o kadar dayak yedin, yüzün gözün kan içinde. Ne diye durmuş gülüyorsun
simdi.
- Penum adim Hasan teğul Temel, nasıl kandurdum o enayi adamı ama....


Cemal çok kumarbazmış, bir gün kahvede ölmüş. Karısına anlatacaklar. Temel bu görevi üstlenmiş.
- Cemal kayıp, demiş Cemal'in karısına
- Cehennemin tipine citsun, demi? Cemalcin karısı.
Temel gayet sakin:
- Cittu, demiş.



Temel'in kızı Fadime babasına sormuş,
- Annemle evlendiğinizde Pen nerdeydum?
Temel:
- Palayina ciderken benumleydun. Tönerken annene gectun.



Cemal ile Temel askerde beraber nöbet tutarlarken, komutanları bir bakmış
Cemalin elinde bir mektup, okuyor.
- N'apıyorsunuz, demiş.
Temel:
- Sevculumden mektup celdi. Okuma yazma pilmem, Cemal okuyo pağa.
- Peki Cemal'in kulaklarındaki pamuk ne?
Temel:
- Mektubu tuymasin diye....


Temel 'in üç oğlu varmış. Onlara findik getirmiş.
- Yiyin finduklari da pipiniz buyusun, demiş.
- Temel, piraz da sen ye, demiş karisi Fadime


;Temel otobüse binmiş. Sormuşlar,
- Ne yaptın, pilet aldın mi?
- Piletci sankim pilet almamuşum gibi paga manali manali paktu.
- Peki sen ne yaptın?
- Pen de sankim pilet almişum gibi ona manali manali paktum.

Temel bir maskeli balonun yarışmasında kompozisyonuyla birinci gelmiş. Çırılçıplak, kafasında gaz maskesi, elinde bir demet çiçek ve orasında sallanan bir prezervatif. Jüriye göre: Çıplaklık fakirliği; Gaz maskesi hava kirliliğini;
Prezervatif de bedensel kirliliği simgeliyormuş. Bir demet Çiçek ise doğayy simgeliyormuş. Hayır diye itiraz etmiş Temel.
- Punu temek istemistum. Kaput kullanmak, çiçeği gaz maskesiyle koklamaya
penzer.


Temel arkadaşlarıyla çukur açıyormuş, bir grup da çukurları kapatıyormuş.
Ne yaptıklarını soranlara Temel şöyle cevap veriyormuş,
- Bir grup daha vardı, onlar da fidan dikiyordu,
bugün celmedular, piz de pizim isler ceri kalmasun diye çalişayruz.


Temel ne zaman balığa çıksa, pantalonunun paçaları ıslak dönermiş.
Niye diye sormuşlar.
- Paluk tutarken sikilayrum, Sigara içeyrum. Pitince sigarami tenize
atip pasip söndüreyrum.


Temel :
- Yüzme havuzuna cittim, peni attilar
demiş. Nedeni sorulunca:
- Havuza işedum, demiş.
- Amaan herkes işiyor, seni niye kovdular, denince Temel şöyle cevap vermiş:
- Tramplenden işedum.



Temel'in karisi Fadime çok kıskançmış. Temel'in elbiselerini kontrol eder saç bulursa cıngar çıkarırmış. Bir gün Fadime saç bulamamış, yine cıngar çıkarmış:
- Uyy Temel, şimtu kel karularla mi oynaşaysun?



Dort kisilik avci grubu, tecrubeli avci Temel'in onderliginde ormanda
ilerlemekte.Karsilarina kucuk bir delik cikar.Temel:
`Yatin yere,tavsan deligi !'
Butun avcilar yere yatarlar. Gercekten bir muddet sonra delikten tavsan
cikar. Avcilar hemen vururlar.Tekrar yurumeye baslarlar.Bir sure sonra
buyukce bir delik cikar karsilarina. Temel :
'Yatin yere, tilki deligi!' Yatarlar.
Biraz sonra tilki cikar.Onu da vururlar.Tekrar yola duserler.Bu defa daha
buyuk bir delik cikar. Temel :
`Yatin yere, ayi ini !'Yere yatarlar ve cikan ayiyi vururlar.İyice keyiflanan avcilar yurumeye devam ederler. Kisa bir zaman sonra kocaman bir deligin basinda dururlar. Acemiler hep birden Temel'e bakar.Temel :
'Usaklar ne cikacagini bilmiyorum.Ama yatin yere,ne cikarsa bahtimiza!' . . .
Ertesi gun gazetelerde :`Dort avci tren altinda can verdi...'




Temel ishal olmuş, gittiği doktor da "günde iki defa fitil" salık vermiş. Temel fitilin asıl kullanım şeklinden habersiz olduğundan, hap gibi yutmuş, ve tabii ki daha kötü olmuş.
İkinci defa gittiği doktor ona günde üç defa fitil vermiş, Temel daha kötü olup da doktora üçüncü defa gidince doktor şüphelenip sormuş:
"Siz yoksa bu fitilleri hap gibi yutuyor musunuz?"
Temel kızmış,
"Yok, bi tarafıma sokuyorum."



İki laz yılan olan Temel le Idris yolda gidiyorlarmis. Birden Temel Idris'e dönüp :
- Ula Idris biz zehirli miydik yoksa zehirsiz mu diye sormus. Idris sasirmis
- Ula ne oldu gene demis. Temel de :
- Ula biraz önce dilimi ısırdim da,demiş
 

latiff

Uzman üye
10 Haz 2009
1,876
0
Konya
Temel Ingiltere'ye gitmis, arabasiyla otobanda giderken bir anons duymuş
(fikra bu fikra, Temel Ingilizce'yi nerede ogrenmis deme):
- Delinin biri ters yonde gidiyor, dikkatli olun!
Temel:
- Hangi biri hangi biri, bu Inciluzlarin hepsi deli hepsi deli!


Temel ismini degistirmek için mahkemeye basvurmus.
Hakim demis ki: "Ne var oglum niye ismini degistirmek istiyorsun? Hem
senin ismin ne bakalim ?"
Temel cevap vermit : "Temel Kiç".
Hakim : "Tamam o zaman degistirmekte haklisin, yeni ismin ne olsun
istiyorsun?"
Temel : "Dursun Kiç" olsun demis.


Temel ile Dursun parasüt kursuna yazilir ve hafta sonlari egitim
görmektedirler.Aradan aylar geçer ve egitim tamamlanir.
Yapilacak bir gösteri için prova yapmaktadirlar.Uçaktan atlarlar lakin
Dursunun parasütü açilmaz,
Temel sorar "Dursun, parasütün açilmadi ne düsünüyorsun?".
Dursun : "Önemli degil ya demis,gerçek degil ki prova yapiyoruz.".



Temel, dere kenarinda oturuyormus.
Oradan jeeple geçmekte olan bir adam suyun derin olup olmadigini sormus.
Temel: - Derin degildir geçebilirsin demis. Adamda Temel'e güvenerek
suya jeepiyle girmis.
Jeep bir anda sulara gömülmüs. Kan ter içinde sudan çikan adam Temel'in
yakasina yapismis:
-Hani derin degildi ulan.
Temel : - Abi vallahi benim suçum yok,demin bir ördek geçiyordu su
beline geliyordu.


Marketin birine bir turist gelmis bir seyler almis, sonra türk parasi
çikaramamis dolar uzatmis kasadaki adama.
Adam para sahte mi degil mi diye kuskuya düsmüs. Paranin orasina burasina
bakmis.Evirmis çevirmis anlayamamis sahte olup olmadigini.
Bakmis böyle olmayacak parayi sirada bekleyen Temel'e uzatmis.
'Bir de sen bak hele' demis.
Temel paranin bir altina bir üstüne bakmis sonra masanin üstüne atmis
ve 'bu para sahte' demis.
Herkes sasirmis, nasil anladin bu kadar çabuk demisler.
Temel de: 'Bunun üstünde Atatürk resmi yok' demis.


Temel bir gün tren kullanirken treni devirmis, 400 kisi ölmüs.
Amiri sormus "Oglum nasil oldu ?", demis.
Temel "Tren rayina bir adam çikti, onun yüzünden oldu.",demis.
Amiri "Oglum ezseydin o adami da 400 kisi ölmeseydi ,"demis.
Temel de "Ben de öyle düsündüm , adam raydan çikinca onu ezmeye
çalisirken tren devrildi ", demis.




Otelci Temel'in kapisini bir gece bir ispanyol asilzedesi çalmis.
* Odaniz var mi?
* Kimsunuz? -
* Jose de Santana de Monte Cristo de Santa Cruzo.
* Haa, pu katar usagu alacak yerum yok!



Manevra varmış.Temel elde tüfek yerde yatıyormuş.Komutan gelip sormuş :
-Düşman önden gelirse ne yaparsın Temel?
Temel cevaplamış.Şu yandan, bu yandan, arkadan gelirse, diye tekrar sormuş komutan.Temel bunları da cevaplamış.
Komutan en sonunda :
-Ya düşman tepeden gelirse,deyince.
Temel dayanamamış ve :
-Habu memleketin tek askeru ben miyum komitanum daa!


Temel uçakla Trabzona gidecekmis.Oturmus bir yere rasgele... Asil yer
sahibi gelmis;
Yer sahibi: Beyfendi burasi benim yerim kalkarmisiniz?
Temel: Hayir
Yer sahibi : Beyfendi burasi benim yerim kalkin
Temel: Hayir
Yer sahibi gider hostese basvurur.
Hostes: Beyefendi burasi sizin yeriniz degil kalkarmisiniz lütfen
Temel: Kalkmam
Hostes çare bulamayinca kaptana basvurur.
Kaptan, Temel'in kulagina bisey fisildar ve Temel gecer arka tarafa oturur.
Herkes hayret etmis biz bu kadar ugrastik kalkmadi acaba Kaptan nasil kaldirdi bunu.Dayanamayıp sormuslar kaptana:
Kaptan: Dedim ki Burasi Trabzon'a Gitmez



Temel bi gün kahveye girmiş. Üstü başı yırtıkmış. N'oldu diye sormuşlar. Temel :
-Kaynanamı gömdük.
Kahvedekiler:
-Iyi de bu halin ne?
-Biraz direndi de.

Temel,Dursun,Cemal suyun altında en çok kalma yarışması yapıyorlarmış.Dursun 15 dakika,Cemal 10 dakika durmuş çıkmışlar. 10 saat olmuş 20 saat olmuş Temel in cesadi karaya vurmuş.Daha sonra Fadimeye baş sağlığı dilemişler.
-"Üzülme"diye tesellietmek istemişler.Fadime:
-"Önemli değil yarışı kazandı ya önemli olan o"demiş.


 

latiff

Uzman üye
10 Haz 2009
1,876
0
Konya
Politik fıkralar

Amerikan ordusundan mezun olan askerlerin dağıtım günüdür heyecan dorukta komutanın elinde ki kağıtların askerlerin hayatlarını değiştirecektir.Artık zaman yaklaşmış askerleri eğiten bir görevli komutan,askerlerden birine sormuş
-Tercih etme şansın olsaydı nereye gitmek isterdin.
Askerin cevabı tam eğitmenin istediği gibidir,
-Amerikan bayrağının dalgalandığı her yere giderim komutanım.
Ve o an gelir dağıtım yerleri açıklanır asker vietnama düşmüştür,asker bunu duyunca içinden mırıldanır
-o bayrağı oraya dikenin anasını si........



Bir otobüs dolusu politikacı seçim kampanyası için TEKSAS ta dolaşıyorlarmış. Otobüs büyük bir çiftliğin yanından geçerken, otobüs şoförün dalgınlığı yüzünden derin bir şarampole uçmuş. Çiftçi koşarak gelmiş, gece kurda kusa yem olmasınlar diye cesetleri gömmeye başlamış. Ertesi sabah, Şerif soruşturma için çiftliğe gelmiş. Çiftçiye sormuş: Otobüsteki bütün politikacıları gömdün demek...Hepsi de ölüydü, eminsin değil mi? Çiftçi cevap vermiş: Bazıları yaşadıklarını iddia ettiler ama politikacıları bilirsiniz. Nasıl yalan söylerler! .



Amerikada adamın biri işine giderken birden anormal bir trafiğin içine düşer, ama trafik bir milimetre bile kıpırdamamaktadır. Bir süre sonra arabasının yan camına birisinin tıkladığını görür ve camını açar.
- Ne var, ne olmuş acaba?
- Teröristler Bushu yakaladılar... eğer 1 milyar dolar verilmezse üstüne benzin döküp yakacaklarmış.
- Haa, şimdi anladım bu trafiği...
- Ya işte onun için herkesten biraz yardım topluyoruz.
- İnsanlar ne kadar veriyor ortalama olarak?
- Yaklaşık olarak 5er litre...




Bakan olan görgüsüz birisi şöförüne sorar.
Şöför söyle bakalım eşekle şöför arasında ne fark vardır?
Şoför bir süre düşündükten sonra mahcup bir sekilde; Bilemedim
bakanım diyor
Bakan cevap olarak: Eşeğe çüs diyince, şoföre ise dur diyince durur
demiş. Bunun üzerine şöför çok sinirlenmiş ama karşıdaki bakan
olduğu için birşey söyleyememiş. Belirli bir süre sonra bu defa şöför
bakana: Bir soru sorabilir miyim bakanım? der. Bakan da:
Sor bakalım der. Şoför sorar: Eşekle bakan arasında ne fark vardır?
Bakan bir süresonra: Bulamadım şöför söyle bakalım diyor.
Bunun üzerine şöför de: Vallahi bakanım ben de bulamadim...


Günün birinde ABD baskanı Bush,Pakistan baskanı Müşerref ve Hindistan baskanı bir toplantı için uçakla seyahat ediyorlarmıs.Uçak bilinmeyen bir nedenden dolayı düşecekmiş.Kaptan pilot herkese uçaktan atlamaları gerektiğini soyleyip paraşütlerini vermiş.herkes atlamış.Bu üç başkan aynı yere inmişler.Orada bir bağ evi varmış.Gidip kapıyı çalmıslar.Ev sahibine olayı anlatmışlar.O da ev de benimle beraber iki kişinin daha yeri var, kalan bir kişi de ahırda yatabilir demiş.
-Müşerref ben yatarım demiş.
Gitmiş ahıra bakmış bi domuz var içerde.İki dakika sonra geri gelip;
-arkadaslar islam dinine göre domuz haram ben yatamam orda demiş.Hindistan başkanı gitmiş.O da iki dakka sonra gelmiş;
-ya ahırda inek var.bizim inançlarımıza göre inek kutsal bende
yatamam demiş.
-Bush,ne yapalım demiş, iş başa düştü deyip gitmiş o ahırda yatmaya.iki dakika sonra: o da ne.İnekle domuz gelmişler ve demişler:
-kusura bakmayın ama böyle bir *erefsizin yanında nasıl yatarız.


Tayyiple Bush ilk bulusmalarinda birbirlerine hava atarlar...

Bush, Tayyipe Bizde öyle bir teknoloji var ki, ölüyü diriltiriz der.

Tayyip altta kalmaz ve karsilik olarak Bizde öyle bir teknoloji var ki,
partimizin bütün üyelerine 100 metreyi 3 saniyede kosmayi ögretiyoruz der.

Türkiyeye döndügünde Tayyipi bir düsünce alir. Danismanlarini çagirtir ve
attigi palavrayi anlatir. Haftaya Bush geliyor. Yalanimiz ortaya çikacak, acaba ne yapsak? diye sorar.

Danismanlarindan biri hemen yanitlar: Onlara ölüyü nasil dirilttigini sordunuz mu? Hayir sormadik O halde hiç korkmayin baskanim, alin Bushu Anitkabire ***ürün. Atatürkü diriltmesini isteyin.

Diriltmezse o rezil olur. Yok eger diriltirse,siz zaten 100 metreyi 3 saniyede kosarsiniz!!!


cennet ile cehennem arasında büyük bir geçit varmış.cennet ile cehennem bu aradaki geçide bir köprü yapıp birbirine gidip gelmek istemişler.köprü yapımı için anlaşmışlar.yarısını cennet tarafı yarısını cehennem tarafı yapacakmış.cehennem tarafı hemen köprüyü yapmaya başlamış ve kendi paylarına düşeni bitirmişler.daha sonra cennet tarafının kendi payına düşeni yapmalarını beklemişler 1 gün 2 gün derken bakmışlarki hiçbir faliyet yok.cehennem tarafı cennet tarafına seslenmişler arkadaşlar neden başlamadınız hani anlaşmıştık onlarda cevap vermiş:ewet anlaşmıştıkta bir sorunumuz war bizde hiç mütayit yok
 

latiff

Uzman üye
10 Haz 2009
1,876
0
Konya

Bir Amerikalı, bir Ingiliz ve bir Irakli kahvede oturmus çayiçiyorlarmis. Amerikali çayını bitirince bardagi havaya firlatmis,silahini cikarip bardaga ates edip parcalamis Bizde bardaklar o kadarucuzdur ki biz Amerikada ayni bardakla iki kere çay içmeyiz demis.Ingiliz de bunun üzerine çayını bitirip bardagi havaya firlatmis ve atesederek bardagi parçalamis bizim I

ngiliz kumsallarinda bardak yapacak camiçin o kadar çok kumsal vardir ki, ayni bardakla iki kere çay içmeyizdemis.Bunun üzerine Irakli da buz gibi sogukkanli bir sekilde çayınıbitirmis, bardagi havaya firlatmis, silahini çekip Amerikali ve Ingilizivurup öldürmüs Bagdatta bu Ingiliz ve Amerikalilardan o kadar çok var ki,biz ayni adamlarla iki kere çay içmeyiz demis.



Üç Amerikan askeri Iraklı bir amcanın bakkalına girerler alış veriş yaparken
kahrolsun Amerikadiye ses duyarlar. Etrafa bakınırlar ve sesin bir
papağandan geldiğini görürler.

Bunun uzerine Iraklı bakkal amcaya bu papağanı buradan yok et yarın
geldiğimizde görürsek seni mahvederizderler.

Askerler gittikten sonra bakkal amca kara kara düşünmeye başlar çünkü
papağan kuşunu çok sevmektedir. Derken aklına cami imamlarının papağanı
gelir. Hemen imamın yanına koşar başından geçenleri anlatır ve Hocam eğer
sakıncası yoksa papağanları değişelimder Hoca kabul eder ve değişim
gerçekleşir. Ertesi gün işgalci Amerikan askerleri gelir, papağanı görürler
ve kızarak :biz sana bunu yok edeceksin demedikmi?
Amca bu papağan o değil desede inandıramaz.
Sivri zekalı askerin biri ben şimdi anlarım bunun dünkü papağan olup
olmadığını der ve papağanın tekrarlamasını umarak bağırır:
Kahrosun Amerika!!
ses çıkmyınca bakkal amca dahil hep birlikte bağırmalarını söyler:
-Kahrolsun Amerika!
(ses yok)
-Kahrolsun Amerika!
(ses yok)
-Kahrolsun Amerika!

papağan dile gelir
-Amin evlatlarım.....)))


Bir gün, CIA, KGB ve MİT teşkilatlarından hangisinin daha başarılı olduğunu tespit etmek için bir "istihbarat yarışması" düzenlenmiş.Bu yarışma uyarınca, her üç teşkilatın en iyi adamlarından oluşan 10'ar kişilik bir grubu Kongo'nun balta girmemiş ormanlarına göndermişler. Ormanın girişinde görevlerini açıklamışlar:
"Ormana girip, en kısa sürede bir zürafa bulup getiren kazanır!"
Önce KGB'liler gitmiş. 15 dakika sonra bir zürafa ile çıkagelmişler.
Sonra CIA gitmiş. 10 dakika sonra zürafa ile gelmişler.
En sonunda bizim MIT gitmiş, 7 dakika sonra bir fille dönmüşler.
Yarışmayı düzenleyenler "Bu ne yaa!" diye sorunca fil atılmış,
"Abi valla ben zürafayım" demiş.




Amerika ile eski SSCB arasindaki soguk savasin en hareketli yillari... Amerika, Rusya'dan istihbarat almak icin oraya bir gizli ajan gondermeye karar veriyor. Ajan icin yuzlerce aday arasindan en iyi ozelliklere sahip bir tanesi seciliyor. Ajan yapilan tum testlerden mukemmel sonuclar aliyor, Ruscasi mukemmel, hatta yerel şiveleri dahi cok iyi derecede konusabiliyor, her turlu silahi basariyla kullanabiliyor, diplomatik yetenekleri olaganustu... Secilen ajan haftalar suren cok zorlu egitimlere tabi tutuluyor ve goreve hazirlaniyor. En sonunda gorev zamani geliyor ve ajan, Rus Hava sahasina gece gizlice giren kucuk bir ucaktan parasutle atlayarak gorevin oldugu sehire yakin koylerden birinin civarina birakiliyor. Yere basariyla ve sessizce inen ajan parasut ve yanindaki diger donanimi kamufle ediyor ve yaninda getirdigi yerel giysileri giyerek civar koye dogru yola cikiyor. Sabaha karsi havanin aydinlanmasiyla koye yaklasan ajan, tarlasina gitmek icin yola cikan bir koyluye rastliyor ve ona yanasarak yerel aksanla ve mukemmel bir rusca ile gidecegi sehre nasil vasita bulabilecegini soruyor.
Koylü cevap veriyor: - Amerikali misin?
şoka giren ve hayretler icinde kalan ajan cevap veriyor:
- Onu da nereden cikardin? Koylunun cevabi:
- Bizim buralarda pek zenciye rastlanmaz da!



Ortaokul ogrencisi kahramanimiz, babasinin omuzuna dokunur, sorar:
- Baba, okulda ders verdiler, "Politika nedir", anlatmamiz lazim. Nedir
politika?
Baba oglunun yasina uygun bir formul bulur:
- Bak yavrum, simdi su kelimeleri iyice aklinda tut... Ben ucretli
calisiyorum, buna KAPITALIZM diyoruz. Parayi nasil harcayacagimiza annen karar veriyor, ona HUKUMET de. Hepimiz aslinda senin icin cabaliyoruz, sen HALK'sin. Bebek kardesine bakan dadin, ISCI SINIFI. Kardesini de GELECEK diye dusun. Simdi bunlari boyle ezberle, yarin kahvaltida sana politikayi anlatirim.
Oglan bunlari ezberler, aksam olur, herkes yatar. Gece bizimki, kardesi
kucuk bebegin aglamasiyla uyanir. Gider bebegin odasina, bebek altini
kirletilmis aglamaktadir. Annesinin odasine girer, annesi derin bir uyku
cekmektedir, uyanmaz. Dadinin odasina gider, bir bakar ki, babasi dadisiyla
ayni yatakta, "Bebek agliyor" demesine hic aldiris eden bir halleri yok.
Bizimkisi gerisin geriye doner, yatar...
Ertesi sabah kahvaltida babasina,
"Baba ben politika neymis anladim" der. Babasi "Neymis soyle bakalim" diye sorunca anlatir:
"KAPITALIZM, ISCI SINIFINI beceriyor. Bu arada HUKUMET uyuyor. HALK kimsenin umurunda degil. Ve de GELECEK bok icinde...

 

latiff

Uzman üye
10 Haz 2009
1,876
0
Konya
Amerika ile Sovyetler arasindaki meshur fuzeler ve Kuba bunaliminin en dehset gunleri.. Kruscef, Kuba'ya gelecekmis.. Kubalilar toplanmis, bir hosluk yapacaklar.. Ulkenin en iyi ressamina basvurmuslar..
"Bir tablo yap..Adı, 'Kruscef Kubada' olsun" diye..Ressam "Hadi ordan" demis..
"Ben adami gormedim bile.. Adam hayatinda Kuba'ya gelmedi. Simdi ben
nasil "Kruscef Kuba'da" diye atmasyondan resim yaparim?.."
Tesaduf bu ya.. Bizim Temel, puro almaya Havana'ya gelmis o sirada..Sıkıntıyı duymus..
"Ben size istediginiz tabloyu yaparim. Bana bir sandik puro verirseniz" demis..
Vermisler..Temel bir hafta sonra, Kubalilar'i cagirmis..
"Iste tablonuz" demis..
Tuvalin uzerini orten bezi hizla asagi cekivermis.. Kubalilar da donuvermisler..
Tabloda, yatakta iki kisi, al takke ver kulah..
"Bu ne" diye gurlemis, Turizm Bakani.. "Bu ne?.. Bu kadin kim?.."
"Kruscef'in karisi" demis, Temel..
"Peki bu ustundeki adam kim?"
"Kruscef'in usagi..."
"Peki Kruscef nerde ulan!.."
"Kruscef Kuba'da" demis Temel!..



Bir ülkede bir bakan, kendisini gazetecilere hiç sevdirememişti.Ne yapsa
makbule geçmiyor, basın hergün kendisiyle uğraşıyordu.Nihayet :
-Öyle bir şey yapayım ki, gazeteciler mat olsun, diye düşündü ve ilan etti:
-Pazar günü saat 10'da bakan denizin üzerinden yürüyerek geçeceğim. Pazar sabahı saat 10'da tüm basın mensupları toplandılar orada.
Bakan geldi ve elinde bastonuyla denizin üzerinde yürümeye başladı.Karşı kıyıya kadar da yürüdü geçti.Herkesin gözleri dehşetle açılmıştı.
Fakat ertesi günü tüm gazetelerde şu başlık okundu :
-Bakan yüzme bilmiyor!




Bakanlardan birinin ölmesiyle başka bir milletvekili onun süresini doldurmak üzere seçilmişti. Adam hemen karısına telefon ederek, bu haberi
vermek istedi :
-Bir bakan karısı olmak ister miydin? diye sordu.
Karısı biraz düşündü sonra:
-Hangisinin?


Bir gun Misir'da bir mumya bulunur ve bunun kac tarihine ait oldugu ogrenilmek icin Amerika, Ingiltere ve Turkiye'den uzmanlar istenir. Tabii ki Turkiye'den emniyet gorevlileri gider. Neyse Ilk Amerikalilar baslarlar. 3-5 saat sonra cikarlar ve olsa olsa 300-600 senelerine aittir derler.Ingilizler girerler. Bir kac gun sonra cikarlar ve olsa olsa 300-420 arasidir derler. Nihayet sira Turkiye'den giden emniyet gorevlilerine gelir ve iceri girerler. Girerler girmesinede, aradan 10 gun gectigi halde hala disari cikmazlar. Nihayet 15. gun cikarlar ve merakla gozlerinin icine bakan Misirli bilginlere tam tamina 427 derler.Tabiiki herkes sasar bu ise ve nasil olur yahu derler. Bizimkiler gayet ciddi,
- "Biraz zor oldu amma, sonunda dili cozuldu keratanın ..


Vali köylerden birisine gezmeye gitmis.Köye valinin geldigini duyan
Mehmet dayi acele köy meydanina kosarak gelir. IYI BIR TEMANNAH ÇEKTIKTEN SONRA sayin valim ne olur bizim eve gidelim der.Valiyi zorla eve ***ürür.Eve gelir gelmez dama bir merdiven dayar valim yukariya çikalim der valiyi dama çikarir baslar dolastirmaya vali merakla sorar beni niçin dolastiriyorsun diye.Sayin Valim der köylü devletin ayak bastigi yerde ot bitmez derler benim damda her yagmurda akiyor bundansonra insallah akmayacak der!



2. Dunya Savasinda 2 yahudi Almanlara esir olmustur.Bunlardan biri
digerine kendilerine ne yapacaklarini sorar.O da baslar anlatmaya
" 2 ihtimal var ya bizi oldururler yada esir kampina yollarlar. Oldururseler
sorun yok, kampa gidersek 2 ihtimal var ya kursuna diziliriz ya da gaz
odasinda olduruluruz. Kursuna dizilirsek sorun yok, gaz odasina gidersek
2 ihtimal var bizden ya sabun yaparlar yada kagit. Sabun yaparlarsa
sorun yok kagit yaparsalar 2 ihtimal var ya gazete kagidi oluruz yada
tuvalet kagidi. Gazete kagidi olursak sorun yok tuvalet kagidi olursak
iste o zaman boku yedik".



Adamın birinin bir papağanı varmış.Papağan devamlı televizyon
seyrediyormuş.Adamda işten eve evden işe giden bir kişiymiş.Bir gün
adam papağanını kafesiyle birlikte balkona bırakmış ve işe gitmiş...
Bir saat sonra sokaktan polis aracı geçerken papağan bağırmaya
başlamış. KAHROLSUN PARALI EĞİTİM KAHROLSUN POLİS V.S.
Ekip aracı hemen durup sesin geldiği yere ateş etmeye başlamış.Ev
darmadağın olmuş.Eve gelen adam hayretler içinde bakakalmış.Neyse
diyerek evi yaptırmış. Ertesi gün aynı olay tekrarlayınca adam evi
gözlemeye başlamış.Ekip aracı karşıdan görününce başlamış papağan yine slogan atmaya tabi polis te ateş etmeye. Durumu gören ev sahibi papağanı alıp tavuk kümesine atmış.Papağan kümeste başlamış volta atmaya bunu gören tavuklar gülüyorlarmış.
Papağanın kafasıda atmış, tavuklara dönüp şöyle demiş...
-Ne gülüyonuz lan ben sizin gibi ******likten yatmıyorum.Düşünce suçundan yatıyorum...


Tanri sonunda kiyameti koparmaya karar vermis.Ama gene de kullarimi haberdar edeyim demis..Bu amacla dunyanin en unlu 3 sahsiyetini cagirmis.Bill Clinton, Yeltsin ve Bill Gates. Onlara
"Kullarima soyleyin haberdar olsunlar da yureklerine mureklerine
inmesin" demis..
Clinton Aksam TV'de aciklama yapmis:
Sevgili Amerikalilar , size bir iyi bir de kotu haberim var.
-Iyi haber biz hakliyiz.Tanri var.Kotu haber .Yarin kiyamet kopacak.
Yeltsin gene TV'de konusmus.
Sevgili Rus halki.Size iki kotu haberim var.
-Malesef Tanri varmis. Yarin kiyamet kopacakmis.
Bill Gates ise herkese mail atmis:
Sevgili dostlar size iki iyi haberim var:
-Dunyanin en populer 3 adami arasina girdim. Year 2000 problemi diye bir sorunumuz artik kalmadi.

 

latiff

Uzman üye
10 Haz 2009
1,876
0
Konya
Dünyanın gelişmiş ülkeleri bir araya gelmişler. Bir gün, en son teknolojilerle üretilmiş bir bilgisayara bütün ülkelerle ilgili verileri yüklemişler ve sormuşlar: "Dünyanın sahibi kim olacak?"
Bilgisayar uzun süre bilgileri değerlendirmiş ve büyük an gelmiş. Nefesler tutulmuş. Bilgisayar, sonucu yazıcıya göndermiş. Hakem heyeti sonucu ilan etmiş. "Türkiye"
Herkes şaşırmış. Mutlaka bir yanlışlık olmuştur düşüncesiyle aynı soruyu bir kez daha sormuşlar Bilgisayar uzun süre çalıştıktan sonucu yazıcıya göndermiş. "Türkiye"
Tüm dünya şoka girmiş. Birisinin aklına "niye?" diye sormak gelmiş. Herkes bu fikri beğenmiş ve bilgisayara sormuşlar. "Niye?"
Bilgisayar sonucu yazıcıya hiç düşünmeden göndermiş. "Herkes bir gün uzaya çıkacak ve dünya Türklere kalacak"




ABD Başkanı Bill Clinton, İngiltere Başbakanı Tony Blair ve Türkiye Başbakanı Bülent Ecevit, bir gün, bir toplantıda bir araya gelmişler.
Tabii, 3 lider bir arada olur da, sormaz mı gazeteciler? Önce Clinton'a sormuşlar:
"ABD'de bir memur ne kadar parayla geçinir? Siz kaç para veriyorsunuz?" Cevap vermiş Clinton:
"Valla ben, 2 bin dolar veririm. Bin doları ile geçinirler... Geri kalan bin doları ne yaparlar, nerede harcarlar, hiç sormam!"
Gazeteci, aynı soruyu Blair'e de sormuş... O da cevap vermiş: "Ben, memuruma 3 bin sterlin veririm. Geçinmesi için 2 bin sterlin yeterli. Artan bin sterlini ne yapar, nerede harcarlar, beni hiç ilgilendirmez!"
Her ikisinden bu cevapları alan gazeteci, bu defa da Ecevit'e sormuş aynı soruyu:
"Türkiye'de bir memurun geçim standardı nedir? Kaç para ile geçinebilirler? Siz kaç para veriyorsunuz?"
Ecevit ne dese beğenirsiniz?
"Valla, Türkiye'de bir memurun geçinebilmesi için en az 300 milyon lira lâzım. Ama ben 150 milyon lira veriyorum!.. Geri kalan 150 milyonu nereden bulurlar, nasıl geçinirler beni hiç ilgilendirmiyor!"


Siyasal gerginliğin dşında iki toplumun insanlarının arasındaki sosyo-kültürel farklılığın da büyük boyutlara ulastığı bir dönem de, bir Türk gurbetçisinin evi: Küçük oğlan, akşam üstü okuldan gelmiş... Kapıdan girer girmez:
'Anne!' diye seslenmiş, 'ben Alman oldum!'
Annesi:'O nasil söz? Sakın bir daha tekrarlama...'
'Anne ben Alman oldum. Bugün sınıfta karar verdik. Ben Almanım artık...
'Annesi 'sus' bakayım diye tiz perdeden bağırırken,babası da içerden duyup kosmuş. Bir tokat, bir tokat daha... Çocuk bir yandan yediği dayaktan korunmaya çalışırken, bir yandan da konuşmasını sürdürüyormuş:
'Şu dünyanin işine bakın! Alman oldum. Yarım saat sonra Türklerle başım derde girdi!...'




İçip kafayı bulan bir sarhoş, sokakta 'öküz başbakan öküz başbakan' diye sayıklıyormuş. İki polis adamı karakola ***ürmüşler. Sonra adam mahkemeye çıkmış. İdam cezası almış. İdam edilmeden önce cezasının nedenini sormuş:
-Bu ülkede demokrasi vardı hani? Herkes istediğini söyler.
-Senin suçun o değil ki..Devlet sırlarını açıklamak...


Bir gün Cumhurbaşkanı çocuk parkından geçerken ******n birinin uçurtmasını indirmeye çalıştığını ama bir türlü indiremediğini görmüş ve yardım etmek istemiş. Çocuğa:
-'Ben sana yardım ediyim demiş.' çocuk ise şöyle demiş:
-'Sen onu indiremezsin amca, çünkü üzerinde enflasyon yazıyor.' demiş.



Süleyman Demirel Güniz sokaktaki evinden cikip kapinin önünde bagli hazir duran kiratina binerek Anadolu'da dolasmaya baslar. Demirel - Bi Islamköy vardi ya, Isparta'da ....ben dogdum... Bi soru vardi ya, ben demagoji yaptim... Bi kösk vardi ya, yukarlarda... ben indim...Ilksan paralari sorun olmus, ne var ki? Verdimse ben verdim. Ombudsman deme, diilim...Cumbaba deme, diilim..Ben özgürüm, sadece üzgünüm. Hazir ol kirat.. Binaleyh yeni maceralar bizi bekliyor deeh...Kiraaat. Ben özgürüm. Dis ses - Kahramanimiz siyasetle bir daha nerede karsilasacak bilin,sponsor olun. Bakanligi kapin.





Amerikalı bir hükümet yetkilisi Şili'deki darbenin hemen sonrasında ülke hapishanelerini incelemek için Şili'ye gitmiş. Herhangi bir hapishanede bir süre inceleme yapan yetkili infaz yerlerini merak etmiş ve hep birlikte hapishanenin mahzenine inmişler. İner inmez çığlıklar duyan misafir yetkili görevlilere bunun nedenini sormuş. Görevliler de ölüm cezalarını uyguladıklarını söylemiş. Amerikalı yetkili, kendi ülkelerinde elektrikli sandalye kullandıklarını ve bu konuyu daha kolay hallettiklerini söylemiş, aynı uygulamayı yapabileceklerini uyarıcı bir dille ifade etmiş. Hapishane görevlisi 'efendim, biz de elektrik kullanıyoruz ama elektrikler kesik olduğu için şimdilik mumla idare ediyoruz' demiş.





Sayin Cumhurbaskanimiz Suleyman Demirel'in sair bir tarihte duzenledigi bir basin toplantisindan aynen aktariyorum,
-Ege bir yunan golü deeldir.
-Ege bir Turk golü de deeldir.
-Binanaleyhh Ege bir gol deeldir..


Adamin biri Erzurum'a vali tayin edilmis. Gitmis, görevi devralmis. Halki ve çevreyi tanimak için çiktigi gezilerin birinde köy halkina sormus : -Simdiye kadar Erzurum'a tayin edilmis valiler içinde size en çok hizmet eden hangisiydi?
Köylünün biri cevap vermis :
-Sizden iki önceki valiydi ; Mehmet Pasa.
-Yaaaa, öyle mi, peki size ne gibi hizmetler yapti?
-Daha Erzurum'a gelirken, yolda, Bayburt'ta öldü!

Köyün birinde bir mezar soyguncusu varmış. cenaze gömüldükten bir gün sonra mezara bir gidilirmişki, mezar soyulmuş, bütün ziynet eşyaları çalınmış. köylü bu mezar soyguncusunu blirmiş bilmesinede bir türlü yakalayamazmış. gel zaman git zaman bu böyle sürüp giderken mezar soyguncusu ölüm döşeğine düşmüş ve oğlunu çağırarak; -Bak oğlum. Ben bu güne kadar sizin rızkınızı mezar soyarak çıkardım. Şimdi ölüp gidiyorum. Arkamdan tüm köylü bayram yapacak.Bir kişi bile 'Allah rahmet eylesin' demeyecek. 'ohbe öldü de kurtulduk' diyecekler, diye itirafta bulunmuş. Bu olay oğlanın çok gücüne gitmiş. Babasına;
-Baba sana söz veriyorum herkes arkandan rahmet okuyacak demiş.
Ve derken mezarcı ölmüş. Bütün köylü bayramda. Birkaç gün sonra köyde gene bir cenaze. Ama köylünün içi rahat. Cenaze tüm ziynetiyle beraber gömülmüş. Bir gün sonra mezarlığa gidildiğinde odane!
Mezar gene soyulmuş ve eskisinden farklı olarak cenazenin kıçına koca bir kazık çakılmış. Köylüler bunu görünce;
-Yahu Allah Rahmet eylesin A.. efendide mezar soyardı ama hiç olmadık kazık çakmazdı. demişler
ŞİMDİKİ SİYASETÇİLERE DUYURULUR!






Birgün bir amerikalı milletvekilini bir odaya almışlar ve sormuşlar:
'-karınmı yoksa devletinmi.'
amerikalı düşünmeden cevaplamış:
'-devletim.'
ordakiler:
'-o zaman al şu tabancayı git yan odadaki karını vur.'
adam sıkılmış terlemiş ve sonunda dayanamıyarak:
'-yapamayacağım.' demiş.
daha sonra bir türk milletvekilini
aynı odaya almışlar.aynı soruyu sormuşlar:
'-karınmı yoksa milletinmi?'.
millet vekili hiç düşünmeden:
'-devletim' demiş
'-o zaman al şu tabancayı git yan odadaki karını vur.'
odadan önce bir silah sesi sonra bir cam sesi gelmiş.çıkınca sormuşlar:
'-ne oldu.'
'-sizin verdiğiniz silah kurusıkı çıktı bende karıyı camdan aşağı attım.


Fahrettin Kerim Gökay, İstanbul Belediye Başkanlığı zamanında fırınları geziyormuş. Kendisine, ağzı oldukça bozuk ve muhalif bir fırıncı pasta ikram etmiş. Fahrettin Bey, şöyle bir tadına bakmış ve sormuş:
"Hımmm!... Çok güzelmiş, ne kattın buna?"
Fırıncı gülümseyerek yanıtlamış: "Sana koydum efendim!"
Fahrettin Bey, bu söz üzerine pastadan bir lokma daha almış ve:
"Ben de bütün fırıncılara söyleyeyim de, hepsi Sana koysunlar."



 

latiff

Uzman üye
10 Haz 2009
1,876
0
Konya
Nasreddin hoca fıkraları


konyalının birisinin ineği hastalanmış.konyalı ALLAHA dua etmiş -ALLAHIM ineğim iyileşirse 15 gün oruç tutacağımdemiş.inek iyileşmiş. adam 15 gün oruç tutmuş 16.gün inek ölmüş.konyalı ellerini açmışALLAHIM bu garip kulunu kandırdıgını sanma ineği kurbana sayarım orucuda ramazandan düşerimdemiş


Nasrettin hoca pazarda dalgın yürüyormuş. Etrafındaki esnafları seyrediyorken, tam bu sırada ensesine bir tokat gelmiş. Hoca tökezlemiş bir kaç adım sendelemiş sonra toparlanıp sinirli bir
şekilde arkasını dönmüş. Bir bakmış ki kendisinin 2 katı insan azmanı gibi bir adam. Hoca durmuş bir yutkunmuş önce, sonra sinirli sinirli:

Bana sen mi vurdun? demiş adama. Adam:

Ben vurdum ne olacak? demiş. Hoca:

Şakadan mı vurdun ciddi mi? diye sormuş, Adam terslenmeye devam ederek:

Ciddi vurdum napıcan? deyince bakmış işler sarpa saracak:

Aman aman, öyle olsun zaten canım… demiş, Çünkü şakadan hiç hoşlanmam.



Bir gün Nasrettin Hoca evinin penceresinden dışarıya bakıyormuş ve yağan yağmuru izliyormuş yağmurda ne yağmur ama sanki gök delinmiş bardaktan boşalırcasına yağıyor Nasrettin Hoca bu arada bir komşusunu görür paçalarını sıvamış başının üstündede şemsiyesi hızlı hızlı koşuyor

Nasrettin hoca
-- Komşum Hiç Allahın nimetinden kaçılırmı. dedi

ertesi gün aynı şekilde bir yağmura yakalanan Nasrettin Hocayı Bu sefer komşusu görüyor ve aynı soruyu hacaya soruyor
Narettin Hocada Şu cevabı veriyor

--ben Allahın nimetine basmamak için kaçıyorum



Söyle BAri
Hoca ormana gitmiş.Oturmuş bir dalın üstüne, başlamış kesmeye.Aşağıdan geçen bir yolcu Hocaya seslenmiş:- Be adam! İnsan oturduğu dalı keser mi ? Şimdi düşeceksin.Hoca adama aldırmamış; işine devam etmiş.Az sonra dal kırılmış.Hoca, cumburlop düşmüş.Düştüğü yerden perişan seslenmiş:
-Düşeceğimi bildin ne zaman öleceğimi de söyle bari.





Nasrettin Hoca bir gün namaz kılıyormuş.Bir hırsızda namaz kılarken cüzdanını almaya çalışmış.Nasrettin Hoca:Kul euzu birabbil felak arkamdaki yalak cüzdanımı bırak bırakmassan yicen dayak.demiş. :)


hoca bir gün bir ağacın altında namaz kılar tabii ağaçtada bir adam vardır.derki allahım duamı kabul et ağaçtaki adam etmem der. nasrettin hoca yine allahım duamı kabul et der adam yine etmem der etmessen etme zaten sol bacağımı yıkamadımki der...

Nasreddin Hocaya dert yanıyorlar: - Yahu Hoca senin karın çok geziyor. Hoca: - Olur mu canım? O kadar gezse arada bir bizim eve de uğrardı.


Bir gece nasrettin hoca gözlüğünü arıyormuş.karısı ne arıyorsun demiş nasretin hocada gözlüğümü arıyorum demiş.karısı neden gözlüğünü arıyorsun zaten yatıcaz demiş.nasrettin hocada rüyamda daha iyi görebilmek için demiş.


nasrettin hoa merdivenleri inerken düşmüş akaşam herkes başıana toplanmış hoca paltom düştü demi ş aralarından biri hoca paltondan bu kadar ses çıkıysa sen düşsen ev yıkılırdı demiş :) !?!


birgün nasrettin hocanın evine hırsız girmiş nasretin hoca ile karısı uyuyormuş karısı tıkırtılara kalkmış nasrettin hocaya evde hırsız var tencereleri çalıyo demiş nasrettin hoca boşver yenisini alırız demiş karısı buzdolabını çalıyorlar demiş nasrettin hoca boşver yenisini alırız demiş karısı beni çalıyorlar demiş nasrettin hoca boşver yenisini alırız demiş.


Birgün Nasrettin Hoca karısının isteğiye tuz almaya gidiyormuş.Nasrettin Hocanın eşeğide çüşdiyince durup amin diyince gidiyormuş.Neyse giderken Nasrettin Hocanın önüne bir uçurum çıkmış.Nasrettin Hoca haliyle çok şaşırmış.Çünkü daha önce bu uçurumu hiç görmemiş.
Başlamış dua etmeye:
-Allahım sen büyüksün bizi bu düştüğümüz durumdan kurtar Ya Rabbim!
AMİN...(demiş ve ölmüş)
 

latiff

Uzman üye
10 Haz 2009
1,876
0
Konya
Nasrettin Hoca Akşehirde yaşarken bir arkadaşı onlara konuk olmuş.Bu konuğa Nasrettin hoca çeşitli şeyler hazırlatmış.Tam yatma vakti gelince öbür konuk bir mani söylemeye başlamış:
Bizim iller bizim iller,
Yatar iken üzüm yerler.
Nasrettin hoca konuğunun ne demek istediğini anlamış.Gece vakti ona üzüm ikram etmeyi uygun bulmadığı için karşı bir mani söylemiş.
Bizde böyle adet yoktur saklarlarda güzün yerler.


Nasrettin Hoca evlenmeye niyetlenir. Eş-dost bir hatuncağızı öve öve öve göklere çıkarırlar.
-Şöyle huylu!
-Böyle soylu!
-Dünyalar güzeli... Hocanın gönlünü çelerler. Evlenirler. Zifaf gecesi yüz görümlüğünü veren Hoca, gelinin duvağını kaldırır. Aman Allahım! Çirkin bir gelin.
Gelin hanım, kocasına sadakatim göstermek için:
-Hoca efendi, akrabalarından kime görüneyim, kime görünmeyeyim? diye sorar.
Hoca şaşkın:
-Aman hatun, bana görünme de kime görünürsen görün... der


Hoca o aralar paraya sıkışmıştır. Bir vatandaş gelip hocaya: şeytan nerede yaşar diye sormuş. Hoca cevabı bilmez ama vatandaşı cevapsız bırakmamak için soruyu cevaplar. Adam giderek Hocayı soru yağmuruna tutmuş ve sonunda hocaya: hocam peki şeytan ne yer diye sorar. Hoca da: eğer benim gibi parası yoksa zıkkımın kökünü yer demiş.



Bir gun Hoca, yol ustu bir hana inmis. Nuh Nebiden mi kalmis, Kaalubeladan mi? Her ne ise.. Her tarafi delik desik olmus; adeta cokmeye bir basi kalmis. Hocanin yuregine bir korkudur dusmus ama, ne desin? Nihayet bir soz arasinda:
Yahu, bu senin tavan da ne kadar gicirdiyor be, besik mi mubarek! diyecek olmus ama, hanci baba hic orali olmamis; sozu sakaya bogarak;
Agzini hayra ac Hoca, bu gicirti besik gicirtisi degil; tavan tahtalari Hakka tesbih cekiyor! demis.
Hocanin kozu kullenirmi? Gozlerini hancinin gozune dikerek;
Peki ama, demis; ya bu tavan boyle tesbih ceke ceke aska gelip de secdeye kapanirsa, bizim halimiz nice olacak!



Timurlenk, Akşehirde karargah kurulunca şehir halkı adına Nasrettin Hoca ile eşraftan iki zat hatır sormaya gittiler. Kahveler içilip sohbet edildikten sonra, Timur sormuş :
- Karargahımı nasıl buldunuz?
Beylerden biri cevap vermiş :
- Çok güzel ama fena bir koku var!
Timur fena halde kızmış, yanındakilere Alın şu adamı, boynunu vurun demiş ve öteki beye dönmüş :
- Koku var mı?
Adam korkusundan :
- Ne münasebet efendimiz, misk-ü amber kokuyor, deyince Timur gene kızmış :
- Neresi misk kokuyor dalkavuk herif! Alın şununda boynunu vurun!
Sonra aynı soruyu Hocaya sormuş. Hoca bakmış pabuç pahalı yapıştırmış cevabını :
- Vallahi hükümdarım ne diyeyim, nezleyim burnum koku almıyor


Nasreddin Hocanın bir gün karısı ölmüş.Bir ay sonra kocası ölmüş dul bir kadınla evlenmiş.Evlendiği kadın Hoca ya sürekli eski kocasını anlatıyormuş.Yine bir gün yatakta kocasını anlatıyordu.İşte benim kocam şöyle yapardı, böyle yapardı diye.Hoca sinirlenmiş ve kadına bir tekme atmış kadın yere düşmüş.Kadın sormuş:
-Aman hoca niye attın beni yataktan? Hocanında cevabı hazır:
-Eeee yatakta bi sen yatıyosun bi ben bide eski kocan.Üçümüz sığamadık sende düştün.


Hoca yolculuk sırasında mola verip bir hana girer.Bu sırada hana bir başka yolcu daha girer ve ikisi birden hancıdan yiyecek birşeyler isterler.Fakat hancı yiyecek olarak sadece bir balık olduğunu söyler ve bunu paylaşmalarını önerir.Bunun üzerine Hoca:
-Ben balığın sadece başını yiyeceğim der.Hancı bunun nedenini sorar.Hoca da:
-Balık başı zekayı artırır.Balık başı yiyen insan akıllı olur der.Bunun üzerine diğer yolcu hemen atılır ve Hocaya :
-Balık başını niye sen yiyeceksin? Ben yemek istiyorum der.Hocada itiraz etmez.Balığın koca gövdesini Hoca yer ve bir güzel karnını doyurur.Diğer yolcu ise sadece balığın başını yer ve Hocaya seslenir:
-Sen koca gövdeyi yedin karnını doyurdun.Ben sadece kafayı yedim aç kaldım der.Hoca da bunun üzerine şöyleder:
-Bak nasıl akıllandın!






Nasreddin Hoca ile arkadaşları Konyada bir eve akşam yemeğine davet edilmişler. Ev eski ve ahşap, bastıkça tahtalar gıcırdıyor, hoca laf atmış :
-Evin tahtaları ses veriyor!
Adam ukala ya :
-Bizim ev pek sofudur, ara sıra zikreder!
Hoca laf altında kalır mı :
-Ya aşka gelip secdeye varırsa


Bir gün padişah vezirlerine.
gidin bana hoca yı çağırın demiş..
nasrettin hoca gelmiş.
padişah:
hoca ben cennetemi yoksa cehennememi gitcem demiş.
hoca: cehenneme
padişah:neden demiş
hoca:boş yere öldürrüğünüz insanların hepsi cennete gitti cennette yer kalmadı......



Hoca Nasreddin ölüm döşeğindeymiş. Karısını çağırmış.
-Hanım en güzel elbiselerini giy, iyice kokular sürün, tak takıştır yanıma gel otur.
-Ayol hoca delirdin mi sen. Bu durumdayken ben nasıl süslenirim?
-İyi ya azrail gelince belki beğenip benim yerime seni ***örsün
 

latiff

Uzman üye
10 Haz 2009
1,876
0
Konya

Ögretmen ogrenci


temel in oğlu şimdi okulda hoca ona derki eşek yaz seni sınıfı geçiriyim temel in oğlu iki ş harfini yan yana getiremez sonra öğretmene derki:
at daha büyüktür at yazsam olmaz mi?



Ögretmen sınıftaki ögrencilere sorar;
İstemeden hareket eden organımız nedir?
Sınıfta herkes düsünür.Süleyman parmak kaldırır,ögretmen evet oglum söyle der;
Süleyman tikimiz hocam der.Ögretmen aferin oglum adın ne;Tüleyman hocam.



Öğrenci sınıfa yeni gelmişti.İkinci günü öğretmenine sordu:Öğretmenim,insana yapmadığı bir şey için ceza verir misiniz?Olur mu evladım?Efendim dün verdiğiniz ev ödevini yapmamıştın da ceza verirsiniz sanıyordum


Fen ve teknoloji dersinin o günkü konusu kan dolaşımı idi.Öğretmen,öğrencilerin dikkatlerini derse çekmek ve konuyu daha iyi anlatabilmek için için:
- Bakın çocuklar,amuda kalkıp uzunca bir süre öyle kalırsanız kan beyninize hücum eder.Halbuki,ayaküstü durduğumuz halde,kan ayaklarımıza hücum etmiyor.Bunun sebebi sizce nedir?,demiş.
Öğretmen soruyu sorar sormaz,sınıfın sessiz öğrencilerinden Alp şıp diye parmak kaldırdı.Öğretmen Alpin ilgisinden memnun olarak:
-Evet,sen söyle Alp,demiş.
Alp:
-Şey,öğretmenim;çünkü ayaklarımızın içi boş değil!...


Temel üniversite sınavına girmiş. Her soruda yazı tura atarak cevapları vermiş. İki saat sonra öğrencilerin çoğu sınav kağıdını verip salonu terk etmiş, Temel hala yazı tura atıyor. Öğretmen gelip başına dikilmiş: - Temel hepsini yazı tura atıyorsun, hala bitiremedin mi? Temel: - Hocam bir saat önce bitirdim ama cevaplarımı kontrol ediyorum!



Bir gün ögretmen Aliye sormus.

-Ali bes üc daha kac yapar?

Ali hemen parmaklari ile saymaya baslamis ve :

-Sekiz hocam. demis

Tabii ögretmen parmaklari ile saydigi icin kizmis ve :

-Ellerini cebine koy öyle say!. demis.

Tekrar sormus:

-Bes bes daha kac yapar?

Ali eli cebinde tekrar saymaya baslamis ve söyle demis

-Hocam on bir yapar!.

 

latiff

Uzman üye
10 Haz 2009
1,876
0
Konya
Kadın erkek

Kadının beşinci geçimsiz kocası da bir gün ağır hastalanmış. Adam ağrılar içinde kıvranırken kadın telaşla söylenmiş:

Hemen gidip bir doktor çağırayım bari!

Kocası sormuş:

İyi ama, bari doğru dürüst bir doktor çağır. İyi bir doktor olduğundan emin misin?

Kadın:

Emin olmaz olur mıyım?, demiş. Senden önceki 4 kocamı da aynı doktor tedavi etmişti...


İki sevgili, yeşil bir alanda oturuyorlardı.Kız, erkek arkadaşına:
-Sevgilim, pankreas ameliyatı olduğum yeri görmek ister misin?
Erkek:
-Olur, göster hayatım, der. (heycanlanır)
Kız:
-Şu karşıdaki bina, yedinci katı .



dünya feminist kadınları toplanmış artık kadın erkek eşitliğini erkeklerede öğretelim demişler isviçreli kadın memlekete dönmüş ve kocasına:yemek yemek istiyorsan kendin pişir demiş kadın birinci gün birşey yaptığını görmemiş ikinci gün birşey yaptığını görmemiş ve üçüncü gün adam yemeğini yapmış sıra gelmiş bizim türk kadınına oda anlatmaya başlamış gittim dedim temiz çamaşır giymek istiyorsan kendin yıka demiş kadın sonra birinci gün bişey görmedim ikinci gün bişey görmedim üçüncü gün gözüm hafif aralanmaya başladı bulanık görmeye başladım[yani yumruk yemiş]


ögretmeni kayserili ali ye sormuş,
-ögretmeni:7 kere 7 kaç eder demiş
ali:60 ögretmenim
ögretmeni:eek:tur sıfır demiş
arkadaşı alı ye :bildigin halde neden söylemedin diye sormuş?
ali:pazarlık edecektim demiş



Adami yolun otasinda bir kadinla sevisirken yakalamislar. Ne yaptigi sorulunca;
- Kamyon tamir ediyordum, demis.
- Kamyon tamiri için pantolon degil, ceket çikarilir, yüzüstü degil sirtüstü
yatilir. Ayrica kamyon gideli iki saat oldu...
 

latiff

Uzman üye
10 Haz 2009
1,876
0
Konya

Çok sisman bir adam, çok söhretli bir doktoragidiyor, konu zayiflama. Doktor,bir hafta kullanmak üzere,isimsiz bir hap veriyor kendisine. lk kullandigi gece, uyur uyumaz rüya görmeye basliyor adam.Bir saray içinde, etrafinda onlarca cariye, sabahakadar bir onla, bir bunla .Sabah uyandiginda, kan teriçinde. Her gece ayni sey. Bir haftanin sonundabütün fazla kilolar atilmis durumda.Günler sonra yolda sisman bir arkadasina rastliyor ve tabii nasil kilove

erdigi soruluyor. Arkadasina anlatiyor. Arkadasida dogru doktorun yanina tabi. Ayni tedavi. Ilk gece,adam rüyasında bir sarayda. Etrafinda onlarca adam. Bir o yatiriyoradami,bir bu.Hele en son gelen bir zenci var ki, adami mahvediyor. Üçüncü gün sonunda adam dayanamıyor ve telefon ediyor doktora. Neden arakadasi ile kendi rüyalarinin farkli oldugunu ögrenmek istiyor.Doktor biraz düşündükten sonra soruyor:Siz hastaneye mi gelmistiniz, muayenehaneye mi?
 

latiff

Uzman üye
10 Haz 2009
1,876
0
Konya
Bir doktor, hemsiresi ile bulusmalara baslar. Bu bulusmalardan kisa birsure sonra, hemsire gelir ve hamile oldugunu soyler. Fakat Doktor, bu olayikarisinin duymasini istemediginden, hemsireye bir miktar para verir veitalyaya gitmesini ve cocuk dogana kadar orada kalmasini ister. Hemsire, Bebegin dogdugunu sana nasil haber verecegim? diye sorar.Doktor da ;Bana hemen bir kart gonder ve arkasina spagetti diyeyaz. Ben durumu anlarim. Baska bir aciklama yapmana gerek yok der.Hemsire parayi alir ve ucaga binip italyaya gider.Alti ay kadar sonra,bir gun doktorun karisi e

den arar ve doktora ;Sevgilim, bugun postadan senin adina Italya dan postalanmis ilgincbir kart geldi. Fakat ne anlama geldigini anlayamadim... derPeki karicigim, ben aksama eve gelince sana gerekli aciklamayiyapacagim der doktor ve telefonu kapatir.O aksam doktor eve geldiginde; karti alir okur ve kalp krizinden olduguyere duser. Acil yardim ve tibbi mudahelelerin sonunda doktor kendine gelirve biraz rahatladiktan sonra acildeki doktorlar adamin elinde hala sikisikiya tuttupu karti alir ve okurlar...Spagetti, spagetti, spagetti, spagetti....ikisi; sosisli, ikisi; sade



Günün birinde adamla kadın evlenmişler.Gel zaman git zaman adam kendini iyice hovardalığa vurur,içki kumar vs...vs. Kadın bu duruma çok üzülür.... Neyseki bizim sorhoş adam karısına birgün seslenerek. - Ya ammada şiştin sen ya resmen çamaşır makinası gibi oldun der. Kadın kocasının bu yakıştırmasına çok üzülür. Adam yine birgün karısına, - Ya kadın oturduğun yeri göcertiyosun,banyodaki

i çamaşır makinası kadarda agarsın der gülerek. Kadın yine başını eger önüne. Yine birgün adamla kadın yatakta yatarken, adamın canı sevişmek ister, karısına usulca sokularak seslenir. - Karıcım seni çok istiyorum kadında çıt yok. Adam isteğini tekrarlar, kadın sonunda lafı patladır. - Off git işine be, ben şimdi ufacık yarım bir çorap için kocaman çamaşır makinasını çalıştıramam




Soğuk ve karlı bir gecede tipiden yolunu kaybeden bir işadamı ve sekreteri arabalarını terketmek zorunda kalırlar ve uzun bir yürüyüşten sonra üşümüş ve ıslanmış durumdayken bir kulube bulurlar.Kulubede bir yatak, bir uyku tulumu ve birsürü battaniye bulunmaktadır. Geceyi geçirmeye hazırlanırlar ve işadamı bir centilmen olarak, yatağı sekreterine verir. Ben yerde uyku tulumunda uyurum, der. Sekreter yatağa yatar, adam uyku tulumunun içine girerek fermuarı çeker. Bir süre sonra tam uyumak üzereyken, sekreterinin sesini duyar: - Efendim, ben çok üşüyorum. Adam fermuarı açar, uyku tulumundan çıkar, bir battaniye alı

p kadının üzerine örter, tekrar uyku tulumuna girer, tam uyumak üzereyken yine sekreterinin sesini duyar: - Efendim, ben hala çok üşüyorum. Adam yine fermuarı indirir, tulumdan çıkar, bir battaniye daha alıp kadının üstüne örter, uyku tulumuna girerek fermuarı çeker. Tam uykuya dalacağı sırada yine duyar: - Ben yine çoooook üşüyorum. Adam yattığı yerden: - Bir fikrim var, der. Burası ıssız bir yer. Neler olduğunu kimse göremez, istersen evliymişiz gibi davranabiliriz. Genç kadın kıkırdar: - Tamam, bana göre hava hoş. Adam yattığı yerden avazı çıktığı kadar bağırır: - Öyleyse kalk ve kahrolası battaniyeyi kendin al
 

latiff

Uzman üye
10 Haz 2009
1,876
0
Konya



Uluslararasi ölçekte bir kadin arastirmasi yapan sosyolog, dünyanin çesitli ülkelerinde kadinlara bir soru sormus.Kocanizi baska bir kadinla yakalarsaniz ne yaparsiniz??? Soruya ülkelere göre verilen yanitlar ise söyle olmus: Isveçli

: Neyimi begenmedigini sorarim.Rus : Evi terk ederim.Fransiz : Sesimi çikarmam, sevgilime gider beni teselli etmesini isterim.Italyan : Kadini vururum.Ispanyol: Kocami vururum.Yunanli : Her ikisini de vururum.Türk : Benim kocam yapmaz!



en iyi gözdağı

İki sekreter kız konuşuyorlardı

- Nasıl, gene şef seni türlü bahanelerle sıkıştırıyor mu?
- Hayır, artık gözü yıldı!
- Nasıl, korkuttun mu?
- Basit. Böyle devam edersen seninle evlenirim diye tehdit ettim.


yağmur

Delikanlı, nişanlısını ziyarete gitti.

Birden bardaktan boşanırcasına yağmur başladı. Kızın annesi damat adayına:

- Bu yağmurda evinize gidemezsiniz, dedi. Kızım size yiyecek birşeyler hazırlasın. Ben de bir yatak yapayım.

Daha sonra kız yemek, annesi ise yatak yapmak üzere ayrıldılar. Az sonra geri döndüklerinde delikanlıyı sırılsıklam bir halde bulurlar:

Delikanlı:
- Şey, diye söze başladı. Eve gidip pijamalarımı aldım da..


Arap zengin iskoçyalı müstakbel kayınpederi ile konuşuyordu:
- Kızınızı bana verirseniz size onun ağırlığınca altın vereceğim.
- Bana iki hafta müsade etmeniz mümkün mü?
- Böyle iyi bir teklif için iki hafta düşünmek çok değil mi?
- Düşünmek için değil kızımı şişmanlatacağım da...


Kalabalık bir belediye otobüsünde kadının biri haykırmış:
-Terbiyesiz adam ,yeter artık!
Adam; Aman bayan ne oldu ki?
Daha ne olacak geçtin arkama. Taksim den beri ayıptır be!
Adam; Efendim yanlış anladınız herhalde. Bugün aybaşı. Maaşımı aldım, cebimde o var. O dokunmuş olacak.
-Kadın İyi de be Adam , Taksim den Şişli ye gelene kadar maaşına zam mı geldi?



Genç ve güzel sekreter son günlerde iyice açik saçik giyinmeye baslamis.

Özellikle yürüdügü zaman ortaya çikan görüntü genç patronun aklini çelecek

duruma gelmis. Birgün yine bu ortam olusunca, patron kapiyi kilitlemis ve

sekretere karsisindaki koltuga oturmasini söylemis. Sekreter koltuga öyle bir

oturmus ki, genç patronun gözleri yuvasindan oynamis. Sekreterin dizlerine

ellerini koyarak sormus :

- Bu satilik mi?

Sekreter tokati indirmis ve buz gibi öfke dolu bir sesle:

- Elbette hayir. Siz beni ne saniyorsunuz?

Patron hiç istifini bozmamis :

- Eger satmayi düsünmüyorsan reklamini da yapma..***tutum***


 

latiff

Uzman üye
10 Haz 2009
1,876
0
Konya
Genç ve güzel sekreter son günlerde iyice açik saçik giyinmeye baslamis.

Özellikle yürüdügü zaman ortaya çikan görüntü genç patronun aklini çelecek

duruma gelmis. Birgün yine bu ortam olusunca, patron kapiyi kilitlemis ve

sekretere karsisindaki koltuga oturmasini söylemis. Sekreter koltuga öyle bir

oturmus ki, genç patronun gözleri yuvasindan oynamis. Sekreterin dizlerine

ellerini koyarak sormus :

- Bu satilik mi?

Sekreter tokati indirmis ve buz gibi öfke dolu bir sesle:

- Elbette hayir. Siz beni ne saniyorsunuz?

Patron hiç istifini bozmamis :

- Eger satmayi düsünmüyorsan reklamini da yapma..***tutum***


Diskoda bir güzel eğlendikten sonra delikanlı sevgilisini evine ***ürmüş. Kapıda tam ayrılacakları vakit oğlan bir elini duvara dayayarak kızcağızı kapı ile kendi arasına sıkıştırmış...
- Bir kere öpücem!...
- Olmaz, komşular görür...
- Ne olacak canım bu saatte kim görecek ne olur seni cok
seviyorum.
- Ben de seni ama olmaz.
Derken tartışma uzamış. O sırada aniden merdivenlerin ışığı yanar ve kızın küçük kız kardeşi belirir.
Ablasına dönüp:
- Babam diyor ki, öptürecekse öptürsün yoksa ben aşağı inip o herifi öyle bir öperim ki bir daha unutamaz... Hem söyle şuna abla, elini de diafonun düğmesinden çeksin...



Adamın biri kitapçıya gider ve tezgahtara :"Evin reisi erkektir adli kitap varmı?." diye sorar.
Tezgahtar:"Maalesef beyefendi masal kitabı satmıyoruz."


İkiz kardeşler annelerinin karnında papaz kaçtı oynuyorlarmış, derken diğeri ötekine seslenmiş hey kapı açılıyor demiş ötekide olsun ya gelen babamdır demiş. Diğeri değil deyince nerden anladın diye sormuş oda babam hiç yağmurluk giymezki demiş.






 

latiff

Uzman üye
10 Haz 2009
1,876
0
Konya
soguk espriler


2 tavuk alışverişe çıkmış. 50 kr büyük yumurtaların yanına gelmişiler.1.tavuk bu yumurtalar benim demiş.Az daha gitmişler 40kr küçük yumurtaların yanına gelmişler.2.tavuk bu yumurtalarda bein demiş.Bende senin gibi yapacaktım.Ama kocam 10 kr için ***ünü yırtmaya deymez dedi


Birgün iki kız beraber okul kantinine giderler.

Kızlardan biri ben bi cips alıyım der

Görevli : Diğerine sen ne alırdın der

Diğer kız : Yok ben bişi almıyım

Görevli : ANLADIM SEN KAVALYESİN:)

Akıllı Er

Bir albay, bir er, bir yasli kadin ve bir de genc kiz trende ayni kompartmanda yolculuk etmektedir. Tren bir tunele girip kompartman karardigi zaman, MUCUK bir öpücük sesi ve ardindan SIIRRRRAAAK ! diye bir tokat sesi duyulur. Tünelden ciktıktan sonra yasli kadin Aferin genc kiza Nasil yapistirdi tokadi diye düsünmekte ve kafasini sallamaktadir.
Genc kiz da Zevksiz herif bu morukta ne buldu ki , bi de öpmeye kalkti ama kadin da iyi yapistirdi diye dusunmektedir.
Albay ise Ulan bizim esoglusu er, kizi öptü. Tokadi biz yedik diye yanarken er de icinden soyle düsünmektedir:
Hehe. Aferin lan bana. elimi öpüp nasil yapistirdim tokadi albaya...




50 Dolar

Vietnam savasının en kritik günleriydi. Genç Amerikalı asker memleketteki eşine mektup yazarken itirafta bulunacağı tuttu: - “ sevgilim, buradaki kadınlar yalnız para için yatıyorlar. Böylesine para canlısı insanlara daha önce hiç rastlamadım.” Kısa süre sonra eşinden söyle bir cevap geldi: - “ sevgilim,sakın onlara 50 dolardan fazla para verme,ben burada ancak o kadar alabiliyorum.”



 
Üst

Turkhackteam.org internet sitesi 5651 sayılı kanun’un 2. maddesinin 1. fıkrasının m) bendi ile aynı kanunun 5. maddesi kapsamında "Yer Sağlayıcı" konumundadır. İçerikler ön onay olmaksızın tamamen kullanıcılar tarafından oluşturulmaktadır. Turkhackteam.org; Yer sağlayıcı olarak, kullanıcılar tarafından oluşturulan içeriği ya da hukuka aykırı paylaşımı kontrol etmekle ya da araştırmakla yükümlü değildir. Türkhackteam saldırı timleri Türk sitelerine hiçbir zararlı faaliyette bulunmaz. Türkhackteam üyelerinin yaptığı bireysel hack faaliyetlerinden Türkhackteam sorumlu değildir. Sitelerinize Türkhackteam ismi kullanılarak hack faaliyetinde bulunulursa, site-sunucu erişim loglarından bu faaliyeti gerçekleştiren ip adresini tespit edip diğer kanıtlarla birlikte savcılığa suç duyurusunda bulununuz.