Al Tabancayı, Öldür Beni

ZoRRoKiN

Özel Üye
7 Ağu 2005
2,149
377
WORLD
Mutlu Bir Dalgınlık...

--------------------------------------------------------------------------------

Savaşın sıkışık zamanlarında orduda bozgun yaratabilecek davranışları komutanların hemen o anda kendİ elleriyle ölümle cezalandırmaları bir görenektir. Birinci Cihan Savaşında gerekli gereksiz bu yola sapan bir komutan dile düşmüştü.

Bir gün Atatürk'ün sofrasında bu konu ele alınmış tartışılıyordu. Kendisi bu çareye hiç bir zaman baş vurmadığını, bu yola sapanların çoğunlukla beceriksiz duygusuz kişiler olduğunu söyleyerek:

- Bir kez, az kalsın birini öldürüyordum, fakat umulmadık bir unutkanlık beni bu kara lekeden kurtarmış oldu diyerek olayı anlattı:

Kurtuluş savaşının başında, herkesin kendini sonsuz birer baş saydığı o günlerde bir tanıdığının, hiç bir hoşgörürlükle bağışlanamayacak ağır, çok ağır bir suç işlediğini haber almış. O denli üzülmüş ve öfkelenmiş ki ne olursa olsun, o herifin cezasını kendi eliyle vermek için önüne geçilmez bir hırsa kapılmış. Hemen arabasına binerek suçlunun kırdaki evine koşmuş. Yolda giderken de, pantolunun arka cebinde duran tabancasını, kolay olsun diye paltosunun cebine aktarmış.

Arabayı uzaktan görüp tanıyan adam konuğu buyur etmek üzere evin kapısını açarken Ata da bahçe kapısından içeri giriyormuş. Hemen o anda tabancasını çekmek için elini arka cebine atmış, cebi boş!

Tabancanın yerini değiştirmiş bulunduğunu hatırlayıncaya dek adam işi anlamış, hemen geri dönerek arka pencereden atlamış ve o semtin bağları içinde görünmez olmuş.

Ata onu adaletle karşı karşıya bırakmaktan başka bir şey yapamadığını anlattıktan sonra sözününü şöyle bitirmişti:

-İşte elimi kana bulamak gibi bir kara lekeden beni bu mutlu dalgınlık kurtarmıştı.
 

ZoRRoKiN

Özel Üye
7 Ağu 2005
2,149
377
WORLD
Mustafa Kemal ve General Toenshend

--------------------------------------------------------------------------------

Birinci Dünya Savaşında Irak'ta İngilizlerle savaşıyorduk. Bir aralık ele geçirdikleri Kutülemara kalesini az sonra bizim ordu çevirmiş, epey uğraştıktan sonra düşürmüş, içindekileri de komutanları General Townshend ile birlikte tutsak etmişti. Komutan İstanbul'a getirilerek savaşın sonuna değin Heybeliada'da gözaltı edilmiş, bırakışma olunca da yurduna dönmüştü.

Anadolu'da Kurtuluş Savaşı başladıktan sonra General Townshend'in güney kıyılarımızdaki limanlardan birine geldiği ve Mustafa Kemal ile görüşmek istediği bildiriliyor. Ata onu Konya'da kabul ediyor, ama ikisi karşılaşınca general şaşkın şaşkın duraklıyor ve şöyle bir konuşmaya yol açıyor:

- Affedersiniz, görüyorum ki işin içinde isim benzerliğinden doğan bir yanlışlık var, ben sizi başka bir Kemal sanmıştım.

- Nasıl bir Kemal?

- Kütülemara'da ordumla birlikte çevrilmişken karşı tarafta Kemal adlı çok centilmen bir komutan vardı. Onunla hasım olmakla birlikte aynı zamanda çok da dost olmuştuk. Bu işin başına onm sandım da...

- Onunla dost olduğunuz gibi benimle de olabilirsiniz. Buyurun, oturun.

General oturur. İki asker, iki insan birbirini anlamakta gecikmezler. Biri karşısındakinin nasıl kutsal bir dava peşinde olduğunu, öbürü de ötekinin hala hasım durumunda olan bir devletin generali olmakla birlikte ne denli insanca düşündüğünü görür.

General hayran kaldığı yeni dostuna birkaç gün konuk olduktan sonra ayrılmak için izin isteyince Paşa şöyle bir öneride bulunur:

- Ben Ankara'ya döneceğim, Orada, içlerinde sizin doğrudan doğruya kendi dilinizle konuşabileceğiniz kimseler de bulunan arkadaşlarım var. İster misiniz birlikte gidelim? Onlarla da tanışmış olursunuz.

Ankara'ya dönüyorlar. General orada yeni tanıdıklar ediniyor. Yurduna dönrnek üzere vedalaşırken Paşa ona soruyor:

- Arkadaşlarımı nasıl buldunuz?

- Çok centilmen insanlar, ancak korkarım ki içlerinde sizi benim anladığım ölçüde henüz anlamamış olanlar vardır.

Paşanın karşılığı şu olmuş:

- Bunu biliyordum; fakat bu halin size de sezdirilecek bir derece de olduğunu şimdi anlamış oluyorum.
 

ZoRRoKiN

Özel Üye
7 Ağu 2005
2,149
377
WORLD
Günlerden birgün İtalyan büyükelçisi Ata ile görüşmek ister ve huzura davet edilir. O günün muhtelif ekonomik-siyasi konuları hakkında konuşulduktan sonra büyükelçi: '' Ekselans dün Roma ile yaptığım bir görüşmede hükümetimizin Hatay'ı almak istediği kararını size iletmem söylendi.'' der. Odada bir an sessizlik olur. Ata büyükelçiye birşeyler daha ikram eder ve iki dakika odadakiler ile başbaşa bırakır. Döndüğünde ayağında çizmeleri, üzerinde mareşal üniforması ve belinde tabancası vardır. Doğru masasına gider, manyetolu telefondan Mareşal Fevzi Çakmak'ın bağlanmasını ister ve Çakmak'a:'' Paşa İtalyan dostlarımız Hatay'a gelmek istiyorlar hazır mıyız?'' der. Fevzi Çakmak durumu anlar ve '' Biz hazırız Paşam. '' diye yanıtlar. Ata büyükelçiye döner ve: '' Biz hazırmışız, hükümetinize söyleyin isterlerse Hatay'ı gelip alabilirler.''
 

hititler19

Yeni üye
2 Nis 2007
4
0
ellerina saglık kardesim cok güzel olmus .bu duyarlı davranısından dolayı cok tesekkür ederim
 

shiwa

Katılımcı Üye
6 Ocak 2007
489
8
Bir Günde KRAL Olmadık,Bir Günde de TAHTtan İnmeyiz...


iste3.gif
 

eflatun

Uzman üye
19 Mar 2007
1,741
7
Öyle Güzel B'Yerden :)
bende duydugum bir anısını paylaşmak isterim sizlerle.TÜRKİYE CUMHURİYETİNİN KURURUŞUNDAN SONRA MUSTAFA KEMALİN ZİYARETİNE GELECEK OLAN BİR ÜLKE YETKİLİSİ ZİYARETTE BULUNCAGINI DAHA ÖNCEDEN ATATÜRKE BİLDİRİR ..
VE MUSTAFA KEMAL ATATÜRKTE YAVERİNE DURUMU ANLATIR DERKİ DEVLET YETKİLİSİ ZİYARETİMİZE GELCEK VE GELDİGİNDE ONU SİZ KARŞILAYINIZ VE MİSAFİRİMİZİ ÇOK İYİ BİR ŞEKİRDE AGARLAYINIZ VE GELDİKTEN SONRADA BANA HABER VERİNİZ DER..
VE MİSAFİR GELİR AYNEN DEDİGİ GİBİ KARŞILANIR VE MUSTAFA KEMALE HABER VERİRİR
MİSAFİRİN GELDİGİ VE MUSTAFA KEMAL ONDAN SONRA GELİR..
MİSAFİRİN ÜLKESİNE GİTTİGİNDEN SONRA YAVERİ MUSTAFA KEMALE SORAR
EFENDİM BADEM SİZ BURDA OLACAKTINIZ NİÇİN BÖYLE BİR DAVRANIŞTA BULUNDUNUZ DİYE
MUSTAFA KEMALDE BUNUN ÜZERİNE DERKİ..
''BEN KOSKOCAMAN TÜRKİYE CUMHURİYETİNİN CUMHURUREİSİYİM BEN ONLARA GİTTİGİMDE OLDUGU GİBİ ONLARINDA BANA GELDİGİNDE AYAGA KALKACAKLARI BİR ÜLKENİN BAŞKANIYIM BİZ KİMSENİN KARŞISINDA AYAGA KALMAYIZ ..DER
VE ŞU ZAMANKİ DURUMUMUZ ORTADA BİZLER BU YÜZDEN ULU ÖNDERİ UNUTMADIK VE UNUTAMAYIZ '' NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE''
 

oropeli

Yeni üye
10 Mar 2007
43
1
Atatürk...

YIL 1910..
FRANSIZLAR YENİ BULUŞLARI OLAN UÇAĞI TANITMAK İÇİN TÜM ULUSLARDAN KATILIMCILARI DAVET EDERLER...
HERKES BÖYLE BİR İCATIN GERÇEKLEŞMİŞ OLMASI NEDENİYLE ŞAŞKIN VE
MERAKLIDIR...
DÖNEMİN OSMANLI HÜKÜMETİNE DE KATILIMCI İÇİN HABER GÖNDERİLMİŞ...
HÜKÜMET İCATLARA OLDUKÇA MERAKLI OLAN ALİ RIZA PAŞA YI GÖNDERELİM O MERAKLIDIR DEMİŞLER...
VE DERHAL SARAYA ÇAĞIRMIŞLAR...
KENDİSİNE FRANSIZLARIN BULUŞUNDAN BAHSETMİŞLER VE OSMANLI YI TEMSİLEN GİTMESİNİ İSTEMİŞLER...
ALİ RIZA PAŞA BU NU BİZ YAPMALIYDIK DEMİŞ İÇİNDEN HAYIFLANARAK...
YALNIZ DEMİŞLER PAŞA YA DAVET 2 KİŞİLİK YANINA 1 KİŞİ DAHA AL ONU DA SEN
BELİRLE DEMİŞLER...
ALİ RIZA PAŞA BİRAZ DÜŞÜNMÜŞ VE BİR DELİKANLI VAR ONU GÖTÜREYİM DEMİŞ...
NEYSE ALİ RIZA PAŞA VE DELİKANLI PARİS'İN YOLUNU TUTMUŞLAR...
PARİS'TE OTEL E YERLEŞMİŞLER...VE BULUŞUN GÖSTERİLECEĞİ GÜN KALABALIK
MEYDAN VE PİST HERKES MERAKLA
BEKLİYOR..DERKEN PİLOT HAZIRLIKLARINI YAPIYOR...ÜSTÜNE MONT GİYİYOR BİRDE
GÖZLÜK TAKIYOR...UÇAK HAVALANIYOR...
PARENDELER TAKLALAR MANEVRALAR MÜTHİŞ BİR GÖSTERİ... PİSTE
İNİYOR... ALKIŞLAR ARASINDA İNİYOR UÇAKTAN...
HERKES KISKANÇ AMA ŞAŞKIN .... BİR YETKİLİ BİR GÖNÜLLÜ İSTİYOR..PİLOTUN
ARKASINDA ONA EŞLİK EDEBİLECEK CESARETİ OLAN..
BİZİM DELİKANLI ATILIYOR.. BEN BEN... TAMAM, DENİYOR VE DELİKANLIYA GÖZLÜK
VE MONT VERİLİYOR...
DELİKANLI MONTU GİYİYOR GÖZLÜĞÜ TAKIYOR.. KALABALIKTAN SIYRILMAK ÜZERE İKEN ALİ RIZA PAŞA KOLUNDAN TUTUYOR..
BOŞVER SEN BİNME BIRAK BAŞKASI BİNSİN DİYOR...NEDEN DİYE SORUYOR DELİKANLI
BİRŞEY Mİ HİSSETTİNİZ.. YOK, SEN YİNE DE BİNME EVLAT DİYOR...
DERKEN BAŞKASI BİNİYOR UÇAĞA..UÇAK HAVALANIYOR
DELİKANLI ÖFKELİ PAŞA YA ... PARANDELER..MANEVRALAR.. DERKEN UÇAK ALEV
TOPUNA DÖNÜYOR VE PİSTE ÇAKILIYOR..2 ÖLÜ...
DELİKANLI PAŞAYA BAKIYOR HAYRETLER İÇİNDE... PAŞA MAĞRUR VE MUTLU BİR
İNSANI KURTARDIĞI İÇİN...AMA BİR BAŞKASI ÖLMÜŞTÜ....

AMA KURTARDIĞI BİR İNSAN DEĞİLDİ....

BİR ULUSTU...

ÇÜNKÜ DELİKANLI MUSTAFA KEMAL ATATÜRK' TÜ
 
Üst

Turkhackteam.org internet sitesi 5651 sayılı kanun’un 2. maddesinin 1. fıkrasının m) bendi ile aynı kanunun 5. maddesi kapsamında "Yer Sağlayıcı" konumundadır. İçerikler ön onay olmaksızın tamamen kullanıcılar tarafından oluşturulmaktadır. Turkhackteam.org; Yer sağlayıcı olarak, kullanıcılar tarafından oluşturulan içeriği ya da hukuka aykırı paylaşımı kontrol etmekle ya da araştırmakla yükümlü değildir. Türkhackteam saldırı timleri Türk sitelerine hiçbir zararlı faaliyette bulunmaz. Türkhackteam üyelerinin yaptığı bireysel hack faaliyetlerinden Türkhackteam sorumlu değildir. Sitelerinize Türkhackteam ismi kullanılarak hack faaliyetinde bulunulursa, site-sunucu erişim loglarından bu faaliyeti gerçekleştiren ip adresini tespit edip diğer kanıtlarla birlikte savcılığa suç duyurusunda bulununuz.