Bir Şiir Yaz Sende

Kırgınlıklarınızı Nasıl İfade Edersiniz ?

  • Direkt söylerim

    Oy: 3 20.0%
  • Küserim

    Oy: 0 0.0%
  • İçime atarım

    Oy: 7 46.7%
  • Susarım

    Oy: 3 20.0%
  • İma ederim

    Oy: 1 6.7%
  • Surat asarım

    Oy: 1 6.7%
  • Ağlarım

    Oy: 0 0.0%
  • Diğer : ?

    Oy: 0 0.0%

  • Kullanılan toplam oy
    15

cCc MeRaL cCc

Uzman üye
19 Nis 2009
1,089
0
Gurbet
Depresyon nedir??

Depresyon duygusal, zihinsel, davranışsal ve bedensel bazı belirtilerle kendisini gösteren bir durumdur. En dikkat çekici belirtisi çökkün ruh hali ile ilgi ve zevk almada belirgin azalmadır. Depresyondaki kişi duygusal açıdan mutsuz, karamsar ve ümitsizdir. Eskiden en severek yaptığı işler bile artık zevk vermez olmuştur. Kişi kendini hüzünlü ve yalnız hisseder. Kendisine ve çevresine ilgisi azalır. Yoğun suçluluk duyguları olabilir. Herkese yük olduğunu düşünüp gereksiz yere sorumluluklarını yerine getirmediğini düşünür. Genellikle iç sıkıntısı, daralma, huzursuzluk ile birliktedir. Bazen kendisinin tüm duygularını yitirmiş gibi hissedebilir.
Depresyon zihinsel faaliyetlerimizi de engeller. En sık görülen belirtiler dikkatini toplayamama ve unutkanlıktır.
Depresyonun davranışlardaki etkisi enerji azalmasına bağlı hareketlerde yavaşlama, aşırı halsizlik şeklinde olur. Basit günlük işler bile kişi için bir yük olmaya başlar. Sosyal ilişkilerden kaçınır, yalnız kalmayı tercih eder, sorunlarını ve sıkıntılarını paylaşmaz. Cinsel ilgi ve isteğinde de belirgin azalma olur.
Bazı bedensel belirtilerde depresyonda ortaya çıkabilir. İştah da belirgin azalma kilo kaybı bazen tam tersi aşırı yeme eğilimi olabilir. Sık görülen belirtilerden biri de uykusuzluktur. Uykuya dalamama, uykunun sık sık bölünmesi veya sabah çok erken uyanma şeklinde sorunlar görülebilir. Bazı kişilerde aşırı uyuma eğilimi olabilir. Bu kişiler çok uyumalarına rağmen dinlenmiş olarak uyanmazlar. Baş, boyun sırt, eklem ağrıları, mide-bağırsak şikayetleri eşlik edebilir.
Tüm bu belirtiler en az iki hafta sürekli olarak devam eder. Kişinin mesleki, ailesel ve kendisi ile ilgili sorumluluklarını yapmasına engel olur.
SÖZÜ EDİLEN BU BELİRTİLERİN HEPSİNİN AYNI KİŞİDE ORTAYA ÇIKMASI GEREKMEZ. Bazen depresyon bu belirtilerin bir kısmıyla kendisini gösterir. Ayrıca belirtiler hafif, orta, ağır şiddette olabilir ve belirtilerin şiddeti kişiden kişiye değişebilir.
TEDAVİ
Kişiler çok farklı sebeplerden dolayı depresyona girebilirler. Bazen bu sorunlar bir yakının kaybı, ayrılık, iş kaybı, aile sorunları, maddi nedenlerden biri olabilir. Bazı durumlarda ise herhangi bir sebep olmaksızın kişi depresyona girer. Bu durumda kişi tam bir şaşkınlık halindedir. Herhangi bir sorunu olmaksızın niçin bu duruma düştüğüne bir anlam veremez. Bu durumlarda sorunun kaynağı diğer hastalıklarda olduğu gibi ( örneğin yüksek tansiyon, şeker gibi ) biyolojik sebeplerdir. Bazı kişilerde de ise ırsi olarak depresyon görülebilir. Yakın akrabalarında depresyon olan kişilerin depresyona girme oranı yapılan araştırmalarda daha yüksek bulunmuştur.
Sorun ne olursa olsun, depresyon ne şekilde ortaya çıkarsa çıksın kişinin depresyondan kurtulamamasının sebebi tedavi olmamasıdır. EN UYGUN DEPRESYON TEDAVİSİ İLAÇ TEDAVİSİ VE PSİKOTERAPİNİN BİRLİKTE YÜRÜTÜLDÜĞÜ TEDAVİDİR. TOPLUMDAKİ YAYGIN İNANCIN AKSİNE DEPRESYON TEDAVİSİ İÇİN KULLANILAN İLAÇLAR KESİNLİKLE BAĞIMLIK YAPMAZLAR VE UYUŞTURUCU DEĞİLDİRLER. Yan etkileri ise son derece azdır ve tehlikeli değildir. İstenildiğinde doktor önerisi ile rahatlıkla kesilebilirler. İlaç tedavisine ek olarak uygulanan psikoterapi tedavinin etkisini artırmaktadır. psikoterapi ile kişinin olumsuz düşünce ve davranış biçimlerinin değiştirilmesi ve hastalıkla mücadele etmesi için daha aktif olması amaçlanır.
 

cCc MeRaL cCc

Uzman üye
19 Nis 2009
1,089
0
Gurbet
Akciğer kanseri

Erkeklerde en sık görülen kanser çeşidi olan akciğer kanseri, kadınlarda da sigara kullanımının artmasıyla beraber giderek daha sık görülmektedir.
Avrupa Birliği ülkelerindeki tüm kanser olguları içerisinde %21'lik paya sahip olan akciğer kanseri, aynı zamanda hastalığa bağlı yüksek ölüm oranı nedeniyle kansere bağlı ölümlerin %29'undan sorumludur. Amerika Birleşik Devletleri'nde 1991 yılı verilerine göre, kadın ve erkeklerde kansere bağlı ölümler arasında 1. sırada yer alan bu hastalık, kanser tedavisinde kaydedilen bütün gelişmelere rağmen önemini ve yerini korumaktadır. En sık görülen kanser türlerinden biri olan akciğer kanseri, büyük oranda sigara kullanımına bağlı olarak geliştiğinden aynı zamanda önlenebilir tek kanser türü olarak tanımlanabilir. Yapılan bir çok araştırmada sigara kullanımındaki artışa paralel olarak sıklığını arttıran bu hastalığın, sigara karşıtı kampanyaların başarılı olduğu ülkelerde sigara kullanımındaki azalma ile birlikte insidansının azaldığı saptanmıştır.
Akciğer kanseri gelişimi için risk faktörleri Akciğer kanseri ile ilişkili birçok risk faktörü tanımlanmış olmakla birlikte bunların en önemlisi sigara kullanımıdır. Akciğer kanseri olgularının yaklaşık %80-85'inde sigara hastalıktan sorumlu tutulmaktadır. Özellikle squamous hücreli akciğer kanseri ve küçük hücreli akciğer kanseri ile sigara kullanımı arasındaki sebep - sonuç ilişkisi çok iyi tanımlanmıştır. Günlük tüketilen sigara miktarı ve tiryakilik süresi ile akciğer kanseri olasılığı arasında doğrusal ilişki bulunmaktadır. Yani daha fazla sigara içenlerde akciğer kanseri riski sigara içmeyenlere veya az sigara içenlere göre artmaktadır.
Sigara kullanımının dışında bazı ****l ve kimyasal maddelere mesleksel maruziyet, asbest teması, radon gazı, genetik bazı faktörler, radyasyon, önceden geçirilmiş bazı akciğer hastalıkları ve beslenme alışkanlıkları da akciğer kanseri için risk faktörleri olarak sayılabilir. Örneğin ailesinde akciğer kanseri olan bireylerde akciğer kanseri görülme olasılığı biraz daha fazladır. Özellikle ailede akciğer kanseri öyküsü ile birlikte sigara kullanımı, riski daha da arttırmaktadır. Yine akciğer tüberkülozu, interstisyel fibrozis, büllöz amfizem ve doku harabiyeti ile seyreden diğer bazı akciğer hastalıklarında ortaya çıkan nedbe dokusu akciğer kanseri gelişimi için bir zemin oluşturabilir. Mezotelyoma(akciğer zarı kanseri) için bilinen en önemli risk faktörü olan asbest maruziyeti, aynı zamanda akciğer kanseri riskini de arttırmaktadır.
Akciğer kanserinin hücre tipine göre sınıflandırılması Akciğer kanseri, hücre tipine göre küçük hücreli akciğer kanseri (small cell) ve küçük hücreli dışı akciğer kanseri (non-small cell) olmak üzere 2 temel grupta ele alınır. Küçük hücreli dışı akciğer kanseri, squamous, adeno ve büyük hücreli kanser alt gruplarından oluşur. Küçük hücreli ve küçük hücreli dışı akciğer kanserinin seyri ve tedavi yaklaşımı bazı farklılıklar gösterir (bkz. tedavi). Küçük hücreli akciğer kanserinin tüm akciğer kanserleri içindeki sıklığı yaklaşık %15-20 oranındadır. Küçük hücreli dışı akciğer kanserleri arasında yer alan squamous hücreli kanser ülkemizde en sık görülen tiptir ve büyük ölçüde sigara kullanımına bağlı olarak gelişir. Yine aynı grupta yer alan adeno kanser ise bizde daha seyrek görülmekle birlikte örneğin ABD'de en fazla görülen akciğer kanseri türüdür. Squamous hücreli kanser ve küçük hücreli kanser daha çok akciğerin santral bölümlerinde yani ana bronşlar ve lob bronşlarında yer alırken, adeno kanser çoğu kez periferik akciğer alanlarından başlar.
Akciğer kanseri belirtileri nelerdir ? Akciğer kanseri belirtileri lokal belirtiler ve akciğer dışı belirtiler olmak üzere 2 grupta incelenebilir :

Lokal belirtiler doğrudan akciğere yerleşen tümörün ve onun bölgesel lenf bezlerine ****stazlarının ortaya çıkardığı öksürük, balgam çıkarma, nefes darlığı, göğüs, omuz, kol veya sırt ağrısı, kan tükürme, ses kısıklığı, yüz ve boyunda şişme, hışıltılı solunum gibi belirtilerdir. Ancak hastalığın başlangıç döneminde olguların büyük çoğunluğunda belirti yoktur. Birçok olguda ise öksürük erken bir belirti olmakla birlikte hastaların büyük çoğunluğu sigara kullandığından öksürüklerinin sigaraya bağlı olduğunu düşünerek hekime başvurmazlar. Bu nedenle uzun süren (3 haftadan uzun) öksürük varlığında veya önceden varolan öksürüğün karakterinde bir değişme ortaya çıktığında, örneğin öksürükle birlikte balgamla karışık kan gelmesi gibi durumlarda mutlaka kontrolden geçmek gerekir.
Akciğer kanserinin akciğer dışı belirtileri, tümörün diğer organlara ****stazlarına bağlı olabildiği gibi tümörden salınan bazı immünolojik ve hormonal maddelere bağlı da olabilir.
****staz belirtileri organa özgü olup örneğin kemik ****stazlarında ağrı, beyin ****stazında bilinç bozukluğu, kasılmalarla seyreden nöbet, görme bozuklukları olabilir.
****staz belirtilerinin dışında iştahsızlık, kilo kaybı, kuvvet kaybı, halsizlik, ateş gibi şikayetler olguların birçoğunda görülebilir. Ayrıca özellikle küçük hücreli akciğer kanserinde tümörden salınan bazı hormonal maddelere bağlı olarak parmaklarda çomaklaşma, deri lezyonları, nörolojik tablolar, kan tablosunda bozulma gibi bulgular olabilir.
Akciğer kanserinde tanı ve evreleme
kitle.jpg
Yukarıdaki belirti ve bulgularla hekime başvuran hastalarda ayrıntılı bir öykü ve fizik muayenenin ardından tanı için atılacak ilk adım standart akciğer grafisi (2 yönlü) çekilmesidir. Birçok olguda bu görüntüleme yöntemi ile tümör ya da tümörün oluşturduğu enfeksiyon, plörezi, atelektazi (akciğerin çökmesi) gibi tablolar saptanabilir. Akciğer grafisinde tümör ya da tümör ile ilişkili olabilecek diğer görünümlerin saptanması halinde atılacak 2. adım genellikle akciğerin bilgisayarlı tomografisinin çekilmesidir. Bilgisayarlı tomografi görülen lezyon hakkında detaylı bilgi verdiği gibi standart akciğer grafisinde görülemeyecek kadar küçük olan diğer lezyonların görülmesine de olanak sağlar. Standart akciğer grafisi ve bilgisayarlı tomografilerin incelenmesinden sonra hastalığın bölgesel yayılımı ve lokalizasyonu ortaya çıkar. Hekim bu noktada artık kesin tanı için gerekli olacak biyopsi yönteminin ne olacağına karar verebilir. Örneğin cerrahi müdahale düşünülen olgularda ve santral bölgede yer alan tümörlerde bronkoskopi yapılması hem evreleme hem de tanı için gerekli iken, bronkoskopi ile ulaşılamayacak periferik bölgelerde yer alan tümörlerde bilgisayarlı tomografi rehberliğinde iğne biyopsisi tercih edilebilir. Yine bu ilk incelemelerin sonucunda tümöre cerrahi bir girişim düşünülmüyorsa tanı için ilk aşamada balgam muayenesi istenebilir. Bu tür hastalarda balgamın sitolojik incelemesi sonucunda tanıya ulaşılamaz ise diğer yöntemlere başvurulur.
Akciğer grafisi ve bilgisayarlı tomografi ile görüntülenen tümörde balgam, plevra sıvısı sitolojisi, bronkoskopi veya iğne biyopsisi gibi yöntemlerle hücre tipi tanısı da konulduktan sonra elde edilen sonuca göre evreleme çalışmalarına başlanmalıdır. Kanserde evreleme hastalığın seyri ve uygulanacak tedavi yönteminin belirlenmesi açısından son derece önemlidir ve mutlaka yapılması gerekir.
kanser1.jpg
Küçük hücreli akciğer kanseri sınırlı ve yaygın evre olmak üzere 2 evrede incelenir. Sınırlı evrede hastalık göğsün tek bir tarafı ile sınırlıdır, karşı akciğere veya diğer oraganlara yayılım yoktur. Yaygın evre küçük hücreli akciğer kanserinde hastalık, akciğer dışı diğer organlara ya da karşı akciğere ****staz yapmıştır. Sınırlı ve yaygın evrelerde tedavi farklılık gösterdiğinden küçük hücreli akciğer kanseri tanısı konulan olgularda en azından beyin tomografisi ya da MR'ı, kemik sintigrafisi ve üst batın tomografisi veya ultrasonografisi ile uzak organ ****stazları araştırılmalıdır.
Küçük hücreli dışı akciğer kanserinin erken evrelerinde cerrahi tedavi sağkalım üzerine en etkili tedavi modalitesi olduğundan bu hastalıkta evreleme çalışmaları küçük hücreli akciğer kanserine göre daha detaylı incelemeleri gerektirir. Küçük hücreli dışı akciğer kanserinde evreleme TNM sistemine göre yapılır. Bu sistemde T ile tümör boyutu, tümörün komşu doku ve organlarla ilişkisi, tümörün bronkoskopik görünümü gibi birçok özelliği tanımlanırken, N tümöre ait bölgesel veya uzak lenf bezlerindeki ****staz varlığını yada yokluğunu tanımlar. M uzak organ ****stazları ile ilişkili olup, M1 olarak tanımlanan olgular yani uzak organ ****stazı saptanan olgular doğrudan başka bir incelemeye gerek olmaksızın evre IV olarak sınıflandırılır. TNM sistemine göre akciğer kanseri olguları evre I, evre II, evre III ve evre IV olarak dört grupta ele alınır. Evre I ve II, erken evre akciğer kanseri olarak tanımlanır ve bu tür olgularda mutlaka cerrahi tedavi olanakları araştırılmalıdır.
Akciğer kanseri tedavisi Akciğer kanseri tedavisi multidispliner bir yaklaşım gerektirir. Yani akciğer kanserinin tedavisi ve takibi Göğüs Hastalıkları, Onkoloji ve Göğüs Cerrahisi uzmanlarının işbirliği ile kararlaştırılmalı ve yapılmalıdır.
Küçük hücreli akciğer kanserinde tedavi Küçük hücreli akciğer kanserinde seçilecek tedavi yöntemi cerrahi dışı yaklaşımlar yani kemoterapi ve radyoterapi uygulamalarıdır. Bu tür kanserin kombine kemoterapi ve radyoterapiye yanıtı genellikle çok iyidir ve kısa sürede tümör ve ****stazlarının boyutlarında gerileme ya da radyolojik olarak silinme olduğu görülür. Sınırlı evre küçük hücreli akciğer kanseri olgularında kemoterapi ile birlikte uygulanan radyoterapi, sadece kemoterapi uygulanmasına göre daha iyi sonuç vermektedir. Yine sınırlı evredeki hastalıkta beyne koruyucu radyoterapi uygulanması da tedavi yöntemleri arasında yer alır. Yaygın evrede ise seçilecek tedavi yöntemi kombine kemoterapidir ancak beyin ****stazı varlığında buraya radyoterapi uygulanmalır.
Küçük hücreli dışı akciğer kanserinde tedavi Küçük hücreli dışı akciğer kanseri tanısı konulan ve evre I, II ve bazı seçilmiş evre III olgularda tercih edilecek tedavi yöntemi cerrahi girişim olmalıdır. Bu tür olgularda cerrahi sonrası gerekli görülürse kemoterapi yada radyoterapi uygulamaları da yapılabilir. İleri evre küçük hücreli dışı akciğer kanserinde ise kemoterapi ve akciğer dışı beyin, kemik gibi organ ****stazları varlığında buraya yönelik radyoterapi uygulanılır.
Akciğer kanserinden korunma ve erken tanı Akciğer kanserinden korunmanın en etkin yolu sigarayı bırakmaktır. Bunun dışında endüstride kullanılan bazı ****l ve kimyasal maddelere karşı tedbir alınması, hava kirliliği ile mücadele, radyasyon maruziyetinden kaçınma, korunma önlemleri olarak sayılabilir.
Akciğer kanserinde erken tanının önemine ilişkin çok büyük hasta gruplarını içeren çalışmalar yapılmış ve bu çalışmalarda balgam sitolojisi, akciğer grafisi gibi tanı yöntemleri tarama testi olarak kullanılmıştır. Bu çalışmaların sonuçları incelendiğinde ne yazık ki kansere bağlı ölüm oranlarında tarama testi uygulanan hasta grupları ile uygulanmayan gruplar arasında önemli bir farklılık görülmediği saptanmıştır. Bununla birlikte sigara içen 40 yaş üzerindeki bireylerde en azından yılda 1 kez akciğer grafisi çekilmesi erken tanı için önerilebilir.
 

cCc MeRaL cCc

Uzman üye
19 Nis 2009
1,089
0
Gurbet
Gidene Dur Deme...

Gitmek için gelene dur demek yakışmaz bize
Giden zaten gider, bitenlerse hep sende biter
Dur demesini bileceksin yüreğine
Gerek yok karşındakini yüceltmeye
Kendiniyse ezmeye
Kalmak için gelenlerle uğraş
Mücadele verecekse yüreğin
Varsın hak eden için versin
Dur deme, bekleme gelsin diye
Bırak giden gitsin
Bıkmadı mı yüreğin mutsuz karakteri oynamaktan
Acı sonlu filmlere konu olmaktan
Gitmek için geleni alma yüreğine
Açacaksan aç yüreğini ama sevmeyi bilene!!!!!
 

cCc MeRaL cCc

Uzman üye
19 Nis 2009
1,089
0
Gurbet
Ask....Ya Ömrü Günlüktür Ya Da Ömürlüktür


Sen;
Tozlu raflarda unutulmaya yüz tutmuş, belki defalarca okunmuş, belki çoğu zaman yarım bırakılmış, belki de okuyanın istediği sonla bitmediği için anlamsızlaşmış hüzünsel bir öykü gibisin artık
Ben;
Eski zamanlara özgü siyah beyaz bir resmin içinde; ağlayan gözlerle, gitmekte olan bir adama bakan, biraz eksik fazlası ile yıkılmış bir kız ****** suretinde bu öykünün kapağını süslemekteyim




Kişisel hikayeler hayatın akışı içinde ortak hikayelere dönüşebilir Tıpkı seninle benim kişisel olarak başlayan, zaman içinde senden benden uzaklaşan bize dönüşen hikayemiz gibi....Bir hikayeye sığdırabildiklerimin hepsini sığdırdım ne varsa senle aslında;
Biraz sevilmişlik
Biraz sevmişlik
Bir tutam umut
Bir avuç gözyaşı
Kah keder kah mutluluk
Ve nihai sonayrılık

Ellerinin titremesi, gözlerinin zamansız dolması, dudaklarının sus payı büzülüşü, kimsenin duyamayacağı sessiz çığlıkların içinde yankılanması; yazılması ve tarifi zor duygulardır bu yüzden yazmak yaşamaktan her daim daha kolaydır

Ama yazdığın sitem dolu bir sesleniş, hazmetmeyi beceremediğin bir ayrılığın giriş cümlesi ise;
İşte o an yaşanmışlıkları yazmak da bir o kadar zor gelir yazana, boğazında düğümlenen hıçkırıkların sebebinden bilirsin, anlarsın bu zorluğu

Her şeyin anlamsız katran karası olduğu zamanlar sarmışken dört bir yanı satırlarla aydınlatmak ister insan ruhunu,bu yüzden her yazı içinde bir tutam biraz avuntu saklarım bendeki yokluğunun merhemi olsun diye...En kötüsü ise başlangıçta bütün varlığım dediğiniz insanın ayrılık vaktinde hiçliğinize bürünmesi, Hayat misali; gelenler gidenler olur,gelen her şeyin,giden hiçbir şeyin olur




Kaç geceyi sabaha emanet etmen gerekir bilemezsin
Tutulmamış sözlerin hesabını sorarsın boş duvarlara
An olur ağlarsın an olur yüreğini kanatırsın
Yara kabuk bağlar sanarsın,buna inanırsın
Kanadıkça bazı yaraların kapanmayacak olduğunu anlarsın
Keşkeler sarar dört bir yanı,
Hiç sevmemiş olmayı dilersin
Unutmak için dualar edersin
Yine de sızlar yüreğin en zayıf yerinden




Çözülmesi zor bil bilmece ama yine de kendimce;
Aşk kelebek misalidir ;
Ya ömrü günlüktür,
Ya da ömürlüktür...
 

cCc MeRaL cCc

Uzman üye
19 Nis 2009
1,089
0
Gurbet
Galiba ben seni sevmeye başlıyorum…

Sana yazdığım ilk şiir bu
Belki sondur da
Bilemem…
Ama senin için ilk ağlayışım değil bu
Son da olmayacak
Biliyorum…
İçimde bir tane daha sen var
Senin bile bilmediğin bir
Sen
Ne kadar şaşırırsın tanışsan onunla...
Ama sen başkasını ağırlıyorsun şimdi kalbinde
Yer yok bana şu an
Kabullenmeye çalışıyorum bu durumu
Başarabilir miyim bilmiyorum
Bilmiyorum
Bilmiyorum…
Tek bildiğim
Galiba ben seni sevmeye başlıyorum…
 

cCc MeRaL cCc

Uzman üye
19 Nis 2009
1,089
0
Gurbet
Ayrilikta Sevdadandir...

Bir ay doğdu niye doğdu
Beni kederlere boğdu
Yokluğun ömrümü sağdı
Tütün bastım ay yarama
Vedalaşmadan gidersen
Yürek anlar ayrılığı
Ayrılık da sevdadandır
Ben bilirim ayrılığı

Yüreğimi yer yaşarım
Ay karanlığa şaşarım
Zühre olmazsan geceme
Karanlığa karışırım
Zühre olmazsan geceme
Topraklara karışırım

Vedalaşmadan gidersen
Yürek anlar ayrılığı
Ayrılık da sevdadandır
Ben bilirim ayrılığı

Ayrılık da sevdadandır
Ben bilirim sevdalığı


 

cCc MeRaL cCc

Uzman üye
19 Nis 2009
1,089
0
Gurbet
En fazla içimde ölürsün...

En fazla içimde ölürsün
Yanağında yanar avucum
Avucumda imlası bozuk bir şiir kalır
Gözlerinin namlusu döner, yakar kirpiklerimi
Kulağımda bir tepenin rüzgârı uğuldar
Gırtlağıma kadar aşka batarım
Yeteri yok. Eksiği fazla.

Neyin kaldı eksilenlerden arta
İçeri doğru kapanan bir kapıydın
Saçlarından geçtim önce
Ve kendimden öylece
Neyim yoksa var bildim
Eğildim
Eksildim
Eridim
Bir seni bitirmedim

Hangi rüzgarlara sattın da saçlarını
Uğultusuna tutunamadın

Ömürden nefes çalarak ne kadar yaşarsa insan
Öyle yaşadım gözlerini
Tenimde itiş kakış
Cebimde depremlerin
Esrarlı gece ayinleri
Volkanik şiirler
Usul usul giymedim mi sözlerini
Yalnızlığın tiradını kapamadım mı her sefer
Sensizlik seni anlattı en çok
Vazgeçmeler vazgeçmekten vazgeçti
Söyle saçlarında öldüğüm
Bir geri gidiş kaç günde gelirdi?

En fazla içimde ölürsün
Cesedini sürüklerim gittiğim her yere
Tenimin yırtıldığı yerden mi girdin içeri
Açar gibi yaparak açık bir kapıyı
Beni ikiye böldün
Hadi içimi kendine aldın da
Beni nerde bıraktın
Hangisini seçerdin benim için
Ve hangisinden vazgeçerdin kendin için

Ben yarama çoktan sen bastım
Yaşım kadar gencim
Adın çabuk diye geçti
Ardında aç köpekleri bırakarak
Ezberimden geçtim.
Hızla biten aşk şarkılarından geçtim
Senden bir şey eksiltmeden sana çok şey bırakmaktı aşk
Bildim

Biz dalkavuk bir aydınlığın yerine
Onurlu bir karanlığı seçtik
Ve bir öyküden ağlarcasına geçtik
Cesurduk çünkü
Kendimizi kendi düşlerimizden kovacak kadar

Ömrüne yüz çevirmiş iki masalcıyız
Gerisi hiçlik
Gerisi yokluk

Sensizliğin anlattığı ne vardı senden başka
Bir hayatın tüm yanılgılarını
Saçlarında çözdüm
Şimdi beni hangi yanımdan susacaksın
Sessizlikte bir dildir
Çoğul susulur
Pusulur
Şimdi beni hangi yanımdan kusacaksın

Yıkık şehrimin izbesi
En fazla içimde ölürsün
En çok
Gözlerime gömülürsün.
Gözlerimi kaparım
Vasiyetimi yazarım
 

cCc MeRaL cCc

Uzman üye
19 Nis 2009
1,089
0
Gurbet
Gururun Neye Yararki....

Neden anlamaz insan yanındayken kıymetini
Neden söylemez insan sevdiğine sevdiğini
Yarın çok geç olunca pişman olmak boşuna
Gururun neye yarar ki yalnız kalmaktan başka
Yarın çok geç olunca isyan etmek boşuna
Hiddetin neye yarar ki yalnız kalmaktan başka
Neden yar neden
Bilinmez acı çekmeden
Neden can neden
Görülmez günü gelmeden
Neden cimridir insan anlatırken minnetini
Neden sabırsız insan gösterirken öfkesini
Neden sevinir insan zafer kazandığında
Kazanmak neye yararki kaybeden olduğunda
Yarın çok geç olunca pişman olmak boşuna
Savaşlar neye yarar ki vakit kaybından başka...
 

ZoRRoKiN

Özel Üye
7 Ağu 2005
2,149
379
WORLD
gururlu olmak ne şekilde olursa olsun gğzeldir.Neyi kaybettiğini neyi kazandığını dününde görmek mümkün değildir :)
 
Üst

Turkhackteam.org internet sitesi 5651 sayılı kanun’un 2. maddesinin 1. fıkrasının m) bendi ile aynı kanunun 5. maddesi kapsamında "Yer Sağlayıcı" konumundadır. İçerikler ön onay olmaksızın tamamen kullanıcılar tarafından oluşturulmaktadır. Turkhackteam.org; Yer sağlayıcı olarak, kullanıcılar tarafından oluşturulan içeriği ya da hukuka aykırı paylaşımı kontrol etmekle ya da araştırmakla yükümlü değildir. Türkhackteam saldırı timleri Türk sitelerine hiçbir zararlı faaliyette bulunmaz. Türkhackteam üyelerinin yaptığı bireysel hack faaliyetlerinden Türkhackteam sorumlu değildir. Sitelerinize Türkhackteam ismi kullanılarak hack faaliyetinde bulunulursa, site-sunucu erişim loglarından bu faaliyeti gerçekleştiren ip adresini tespit edip diğer kanıtlarla birlikte savcılığa suç duyurusunda bulununuz.