|| tht || tek paylaşımlı konularınızı bu başlık altında yapıyoruz || tht ||

bozkurt_44

Kıdemli Üye
18 Nis 2010
2,750
0
30
Özel Kuvvetler Komutanlığı.MAK
Avukat Fıkraları

Avukat Fıkraları

1. Kefenin cebinde
Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat üç yakın arkadaşını çağırmış yanına... Bir ricada bulunmuş: “300 bin dolarlık tasarrufum var... Bunu öteki dünyaya ***ürmek istiyorum. Ama kimseye güvenemiyorum. Size şimdi 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin.” Demiş. Adam ölmüş. Üç arkadaş verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak: “Hastanenin acil ihtiyacı vardı... Onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarfettim, kefene 80 bin koydum.” demiş. Papaz: “Ben de aynı günahı işledim... Paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum...” Avukat: “Ben sözümü aynen yerine getirdim... Kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum!..”

2. Avukat
Adam meyhanede kafayı çekmiş, ortalığı birbirine katmış. Karakola ***ürüldüğünde de camı çerçeveyi indirmiş. Tutup hakimin karşısına çıkarmışlar. Adam hakimden özür dilemiş ve “Avukatım gelmedi” demiş. Hakim duruşmayı sonlara bırakmış. Son duruşma saati geldiğinde avukat hala ortalıkta yok. Hakim dosyayı incelemiş ve “Sen hem karakolda, hem savcılıkta, hem de mahkemede suçunu itiraf etmişsin... Tanıklar da var... Avukatın gelip ne söyleyecek?” adam boynunu bükmüş “Valla benim 100 milyonumu aldı... Ben de onun gelip ne söyleyeceğini merak ediyorum!..”

3. Lüks oto
Çok havalı ve zengin bir avukat, yeni aldığı lüks spor arabasını ofisinin önüne park eder. Ofisteki arkadaşlarına nasıl gösteriş yapacağını düşünerek arabasından inerken, yoldan hızla geçen bir kamyon sürücü tarafındaki kapıyı kopartır atar. Avukat derhal cep telefonunu açar ve polisi arar. Kısa süre içinde polis olay yerine gelir. Fakat daha tek bir soru sormasına fırsat bırakmadan avukat isterik bir şekilde haykırmaya başlar; “Daha geçen gün aldığı arabası mahvolmuştur ve kaportacı ne kadar ince iş görse gene de eskisi gibi olmayacaktır. O kamyonun sürücüsü derhal bulunmalı ve yaptığı hasar ona mutlaka ödettirilmelidir!” Avukat öfkeli şikayetini nihayet bitirdiğinde, polis bıkkın ve inanamaz bir şekilde başını sallar;
- Siz avukatların bu kadar malcanlı olmalarını bir türlü anlayamıyorum... Sahip olduğunuz şeylere öyle bağlanıyorsunuz ki, başka bir şeyi gözünüz görmüyor...
- Nasıl söylersin böyle bir şeyi?
- Sol kolun dirseğinin altından kopmuş.. Görmüyor musun? Kamyon sana çarptığı sırada olmuş olmalı ve sen bana kaportacıdan bahsediyorsun...
- Aman tanrım!.. Rolex’im de gitmiş!..

4. Yaratıcı avukat
Avukat hırsızlıkla suçlanan müvekkilini yaratıcı bir savunma ile hapisten kurtarmak istemektedir. Avukat yargıca hitaben “Müvekkilim, arabanın camından içeri sadece kolunu sokup çantayı almıştır. Müvekkilimin kolu, müvekkilimin bizzat kendisi değildir. Sadece bir kol tarafından işlenen bir suç için niye bütün bir kişiyi cezalandırıyorsunuz?” der. Yargıç, gülümseyerek “Peki o zaman aynı mantıkla gidiyorum ve müvekkilinizin kolunu 1 yıl hapse mahkum ediyorum. Müvekkiliniz isterse ona eşlik edebilir.” der. Müvekkil gülümser. Avukatın yardımıyla takma kolunu çıkartırlar ve dönüp giderler.

5. Hayırsever avukat
Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu: “Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?” Avukat açtı ağzını; “Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkum olduğunu? Ya da kızkardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç ******yla beş parasız bıraktığını?” Görevli yerin dibine geçmişti. Sadece ”Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi. Avukat onun sözünü keserek devam etti: ”Pekala, ben onlara zerre kadar para vermezken size niçin vereyim?”


6. Danışma
Vatandaş, bir avukatın yazıhanesine gelir. Duvarda büyük harflerle şu uyarı yer almaktadır; "Danışmadan ücret alınmaz." Vatandaş, buna güvenerek sorununu avukata açar, avukat da gerekli bilgiyi vatandaşa verir. Ona çay ısmarlar, tüm bu teşrifattan çok memnun olan vatandaş, avukata teşekkür ederek kapıya yönelir. Tam çıkmak üzereyken avukatın uyarısıyla yerinde durakalır; "Danışma ücretini vermediniz!" Vatandaş şaşırmıştır; "Aman avukat bey, şuradaki yazıda danışmadan ücret alınmadığı yazmıyor mu?" Avukat, "Eeee, tamam yazıyor, danışmadan ücret almıyoruz. Ama, danışınca ücret alıyoruz. Sen de danıştın, ücreti öde bakalım. danışmasaydın böyle bir şey talep etmeyecektim!.."

7. Cep
Bir Amerikan avukat esprisi: Bir yıl kış o kadar soğuk geçmiş ki, avukatlar ellerini kendi ceplerine sokmak zorunda kalmışlar.

8. Sandviç
İki avukat birlikte bir lokantaya gitmişler. Çantalarından birer sandviç çıkarıp yemeye başlamışlar. Masalarına yaklaşan garson; "Burada kendi yiyeceklerinizi yiyemezsiniz!" demiş. Avukatlar "Afedersiniz, bilmiyorduk..." demişler ve sandviçlerini değiş tokuş etmişler.

9. Ada
Bir rahip, bir doktor ve bir avukat deniz kazası sonucu okyanusta anakarayı gören fakat ıssız bir adada mahsur kalmışlar. Adadan kurtulabilmek için tek yol yüzmekmiş ancak deniz aç köpekbalıklarıyla doluymuş. Başka çare olmadığını anlayan üçlüden önce doktor karaya yüzmeye karar vermiş. Rahip ve avukata dönerek, "Ben hayatımı insanları kurtarmaya adadım, bu yüzden de tanrı yardım eder." demiş ve okyanusa atlamış. daha bir kulaç atamadan köpekbalıkları doktoru yemişler. Rahip avukata, "Ben tüm ömrümü tanrıya adadım, o bana yardım edecektir, burada ölemem!" demiş ve atlamış. Tabii köpekbalıkları rahibi de oracıkta yemişler. Avukat olanları görünce bir değerlendirme yapmış, bu iki adam hayatlarını insanlığa ve tanrıya adadıkları halde öldüler, bense hep kendim için çalıştım bu köpek balıkları beni de kesin yer, ama burada aç susuz yavaş yavaş ölmektense atlayıp hemen ölürüm diye düşünmüş ve kendini okyanusa atıvermiş. Denizde olağandışı bir hareketlenme olmuş, bütün köpek balıkları "Buyur üstat..." demişler ve avukatın geçeceği yolda bir kordon oluşturmuşlar.

10. Cinayet davası
Mahkemede bir cinayet davası görülüyordu. Adamın katil olduğu hemen hemen kesindi. Bunu farkeden davalı avukatının aklına bir şeytanlık geldi; "Bayanlar baylar... Hepinize bir sürprizim var!" diyerek saatine baktı... "Tam bir dakika sonra, müvekkilim tarafından öldürüldüğü iddia edilen kişi bu mahkeme salonundan içeri girecek..." Bunun üzerine hakim, seyirciler, bütün kafalar mahkeme salonunun kapısına döndü... 1 dakika geçti... Hiçbir şey olmadı... Bunun ardından avukat: "Bakın..." dedi, "… ortaya bu iddiayı attım ve hepiniz heyecan içinde kapıya bakıp 1 dakika boyunca beklediniz. Bu gösteriyor ki, gerçekten ortada bir ölü olduğuna ve dolayısıyla müvekkilimin katil olduğuna sizler tamamiyle inanmış değilsiniz..." Bu sözün ardından hakim kararını açıkladı ve adamı suçlu buldu... Avukat şok içinde: "Ama nasıl olur? Az önceki gösteriden hepiniz etkilendiniz... Hepinizin kapıya baktığını gördüm!.." Hakim: "Evet doğru... Hepimiz baktık…" dedi, "… ama müvekkiliniz bakmadı!.."

11.Marsa Göndeririz

NASA Mars'a adam gönderecekmiş. Sadece bir kişi gidebilecek, giden de geri dönemeyecekmiş.
İlk aday olan mühendise bu iş için ne kadar isteyeceğini sormuşlar:
- 1 Milyon Dolar… demiş ve eklemiş MIT'ye bağışlayacağım.
İkinci aday olan doktora da aynı soruyu sormuşlar. Doktor:
- 2 Milyon Dolar demiş. Bir milyonunu aileme bir milyonunu da tıbbi araştırmalara bağışlayacağım.
Üçüncü aday olan avukat aynı soruya 3 Milyon Dolar diye cevap verince yetkililer diğerleri bu kadar az isterken kendisinin neden 3 milyon istediğini sormuşlar. Avukat yetkililere doğru eğilmiş, kısık bir sesle:
- 1 milyonunu ben alırım, 1 milyonunu size veririm, mühendisi de Mars'a göndeririz.
 

4DEATH

Katılımcı Üye
22 Tem 2008
943
0
Taksicilikte ilk günü olan şoförün taksisine binen müşteri şoföre bir şey sormak icin hafifçe omzuna dokunur. Şoför bir çığlık atıp, direksiyonun kontrolünü kaybeder ve kaldırıma çıkıp, bir vitrinin önünde arabayı durdurur ve arkaya dönüp müşteriye: "bir daha bunu yaparsan gözünü patlatırım!" diye bağırır.

Müşteri; “Ufacık dokunmanın sizi bu kadar korkutup sıçratacağını düşünemedim, özür dilerim” der.

kendini toparlamış olan şoför, müşteriye dönüp: "Haklısınız, sizin kabahatiniz yok, bugün benim ilk günüm, 25 senedir cenaze arabasında şofördüm de" . Birden Canlandın sandım xD

ahaha :D
 

4DEATH

Katılımcı Üye
22 Tem 2008
943
0
Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat üç yakın arkadaşını çağırmış yanına... Bir ricada bulunmuş: “300 bin dolarlık tasarrufum var... Bunu öteki dünyaya ***ürmek istiyorum. Ama kimseye güvenemiyorum. Size şimdi 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin.” Demiş. Adam ölmüş. Üç arkadaş verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak: “Hastanenin acil ihtiyacı vardı... Onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarfettim, kefene 80 bin koydum.” demiş. Papaz: “Ben de aynı günahı işledim... Paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum...” Avukat: “Ben sözümü aynen yerine getirdim... Kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum!..”
favorim <3
Avukat hırsızlıkla suçlanan müvekkilini yaratıcı bir savunma ile hapisten kurtarmak istemektedir. Avukat yargıca hitaben “Müvekkilim, arabanın camından içeri sadece kolunu sokup çantayı almıştır. Müvekkilimin kolu, müvekkilimin bizzat kendisi değildir. Sadece bir kol tarafından işlenen bir suç için niye bütün bir kişiyi cezalandırıyorsunuz?” der. Yargıç, gülümseyerek “Peki o zaman aynı mantıkla gidiyorum ve müvekkilinizin kolunu 1 yıl hapse mahkum ediyorum. Müvekkiliniz isterse ona eşlik edebilir.” der. Müvekkil gülümser. Avukatın yardımıyla takma kolunu çıkartırlar ve dönüp giderler.
xD
 

asmmehmet

Üye
12 Tem 2009
99
0
Cemaat :D Komedi

Adamın biri elinde büyük bir bıçakla camiye dalar ve sorar:



-Aranızda Müslüman olan var mı?



Korkudan kimse bişey diyemez. Birazdan yaşlı bir adam ayağa kalkar:



-Ben müslümanım. Der.



Bıçaklı adamla yaşlı adam camiden çıkarlar. Adam dışarıdaki inek sürüsünü gösterip:



-Amca şunları kurban edicem de ben beceremem yardım eder misin? Der.



Yaşlı adam baya bir hayvanı kestikten sonra 'ben yoruldum başka birini bul' der.



Adam bu sefer kanlı bıçakla yine camiye girer ve sorar:



-Aranızda başka Müslüman var mı? Az önceki adamı doğradığını düşünen cemaat çok korkar ve herkes aynı anda imama bakar imam:



-Ne bakıyosunuz ulan iki rekât namaz kıldırdık diye hemen Müslüman mı olduk yüce İsa aşkına.
 

asmmehmet

Üye
12 Tem 2009
99
0
Öğrenci Ve ProfeSör

Üniversite yemekhanesine giren bir öğrenci tüm yerler dolu olduğundan
gidip üniversite profesörünün oturduğu masaya oturmuş.
Profesör kaşlarını çatarak: " Okuzler ve kuslar ayni masada oturamaz!"
Ogrenci: "O zaman ben ucuyorum..."
Profesor cevaba cok sinirlenmis sinavda ogrenciye takmis ve sinavini
basarisiz gecmesi icin elinden geleni yapmis.
Yanliz sinavda ogrenci tum sorulari mukemmel bir sekilde cevaplamis.
Profesor ogrenciye: Sana son bir soru soracagim - demis.
Yolda yururken iki torba buldugunu hayal et birinde akil var digerinde
ise para var. Hangi cuvali alirsin?
Ogrenci: "Para olan cuvali secerdim..."
Profesor: "Ben akil olan cuvali secerdim..."
Ogrenci:"Normal! Kimde ne eksikse onu secer...
Profesor cok sinirlenmis ogrencinin not defterini alip icine "Okuz"
yazmis. Ogrenci nota bakmadan odadan cikmis.
Bir dakika sonra ogrenci kapiyi aralamis :
"Sayin profesor imzanizi atmissiniz fakat notumu yazmayi unutmussunuz." demis.
 

Tenacius

Kıdemli Üye
23 Eki 2010
3,540
0
Wants to be anywhere
Temel askerligini yunan sınırında yapıyormuş.
Temel�in canı çok sıkılıyormuş.
Yunan�a bir ıslık çalmış elleriyle �Havacı mısın?� işareti yapmış,Yunan aldırmamış.
Bir ıslık çalmış elleriyle �Karacı mısın?� işareti yapmış, Yunan aldırmamış.
Bir ıslık daha çalmış �Denizci misin?� anlamında yüzme işareti yapmış, yunan aldırmamış.
Bir ıslık daha çalmış. El haraketi yaparak �Topçu musun?� demiş, yunan aldırmamış.
Bir ıslık daha çalmış �Gözcü müsün?� anlamında dürbün işareti yapmış, yunan aldırmamış.
Nöbetler degişmiş sıra yine Temel�le Yunan�a gelmiş.
Yunan�a hadi sınıra git demişler yunan da:
- �Ben oraya gitmem. Orada bir deli türk askeri var, bana hava kararınca yüzerek gelip sana bir koyacam gözlerin fırlayacak diyor..�

Padişahın biri,
- Bana yalan söyleyebilene bir küp dolusu altın vereceğim!
demiş. Yalancılar, hemen saraya koşuşturup başlamışlar yalana;
- Bir kuş, aslanı kapıp yuvasına ***ürdü.
- Bunun neresi yalan?.. Kuş kartaldır, Arslan da kuzu kadar minik bir yavru. Kaptı mı ***ürür tabii!..
- Komşu ülkede bir eşeği kral yaptılar!..
- Ülkenin kralı, pencereden bakınırken tacını düşürmüş. Taç da pencerenin altındaki eşeğin başına geçmiş. Taç kimin kafasındaysa, kral odur tabii!..
- Padişahım, ben gökyüzüne bir ok attım. Altı ay sonra geri döndü!
- Senin ok bir ağacın üstüne düşmüştür. Ağaç, sonbaharda yapraklarını dökünce, takılacak yer bulamayıp yere inmiştir.
Böylece padişah, her yalana gerçek bir bahane bulmuş ve kimse padişaha bu yalandır dedirtememiş. Ama bir gün bir Kayserili gelmiş;
- Padişahım, sen benim babamdan borç olarak bir küp dolusu altın almıştın. Şimdi geri almaya geldim. Yalandır dersen ödülümü ver. Yalan değil dersen borcunu öde!..

Birgün Temel�in abisi ölür.. Cenaze namazı kılınırken Temel namazı kılmaz bir köşede oturur.
Bunu gören Dursun Temele:
-Ula Temel sen niye cenaze namazı kılmaysun.der
Temel ise:
-Ben çenaze namazı kılmayi bilmeyrum der.Aradan 2 hafta gerçer ..Temelin kaynanası ölür..Cenaze namazında cemaat Temeli en ön safda görür namaz sonunda Dursun Temel�e:
-Ula Temel sen hani cenaze namazı kılmayı bilmeydun?
Temel ise şöyle der:
-Haçan habu cenaze namazı değuldur ki, bayram namazıdur da..

Günün birinde ABD baskanı Bush,Pakistan baskanı Müşerref ve Hindistan baskanı bir toplantı için uçakla seyahat ediyorlarmıs.Uçak bilinmeyen bir nedenden dolayı düşecekmiş.Kaptan pilot herkese uçaktan atlamaları gerektiğini soyleyip paraşütlerini vermiş.herkes atlamış.Bu üç başkan aynı yere inmişler.Orada bir bağ evi varmış.Gidip kapıyı çalmıslar.Ev sahibine olayı anlatmışlar.O da ev de benimle beraber iki kişinin daha yeri var, kalan bir kişi de ahırda yatabilir demiş.
-Müşerref ben yatarım demiş.
Gitmiş ahıra bakmış bi domuz var içerde.İki dakika sonra geri gelip;
-arkadaslar islam dinine göre domuz haram ben yatamam orda demiş.Hindistan başkanı gitmiş.O da iki dakka sonra gelmiş;
-ya ahırda inek var.bizim inançlarımıza göre inek kutsal bende
yatamam demiş.
-Bush,ne yapalım demiş, iş başa düştü deyip gitmiş o ahırda yatmaya.iki dakika sonra: o da ne.İnekle domuz gelmişler ve demişler:
-kusura bakmayın ama böyle bir *erefsizin yanında nasıl yatarız.

seliin. Birinci sorunun cevabını versene
-olmaz çalışsaydın.
-bak ver yoksa geçen gece bizim evde yaşadıklarımızı anlatırım herkese.
-allah belanı versin.
*

*
-mustafa 1. soruyu biliyonmu
-bilmiyom
-2. soruyu
-bilmiyom
-3 ile 4 ü
-bilmiyom
-o zaman ne b..k yemeye benim önüme oturdun.
*

Henüz ilk sayisini çikaran Ariza dergisinde Hasan Kaçan�dan �bir Türk�ü nasil tanirsiniz� baslikli yazi :

* Desenlerini çok begenerek aldigi yeni bir mobilyanin üstünü baska bir örtü örterek kullanan kisi Türk�tür
* Geçirdigi bir trafik kazasindan sonra kanlar içinde çikip, çarpilmis arabasina üzülen kisi Türk�tür.

* Tüp kaçiriyor mu, kaçirmiyor mu diye kibrit yakip kontrol eden Türk�ten baskasi olabilir mi?

* Yemekte eti biçakla degil, çatalin yaniyla kesmeye çalisan bir kisi görürseniz gözlerinden öpün, o bir Türk�tür.

* Kirmizi isikta durdugunuz için size ancak bir Türk bagirabilir.

* Ancak bir Türk, Cola�yi çalkalayip fiskirtarak asitsiz içmeyi akil edebilir.

* Elektonik hesap makinesini, uzaktan kumandasini naylona sarmis, üzerine de ambalaj lastigi geçirmis birini görürseniz hemen boynuna sarilin.
Türk�tür o.

Kopya ver olm
- Yok kopya mopya, pleysteyşını oynatmamıştın sen bana
- Tamam olm oynatcam söz
- Olmaz önce pleysteyşın sonra kopya
- Hay senin �.

���������������..

- Gopya virsene lan
- Hayır böyle şeylere karşıyım ben
- Hocam Memet gopya çekiyi
- Ama ama.. böhhüü


����������������

- Şşt Nalan, kopya vereyimmi istermisin
- Valla karşılığında birşey vermem ama heveslenme Murat
- Tühh. ŞŞtt Fatma kopya istermisin
- Dayak istermisin Murat
- Puhh

����������������.

- Kopya versene
- Sen bi Müdürün yanına git o verir kopyanı çocuum
- Ehe pardon hocam sizi Kemal sandım
- Hade bakim hazır kıçın sıcakken bi müdüre uğrada soğutuversin
- Ama..
- Höt!
- Peki.. ühü

����������������

- Olm kopya ver çizerim
- Hade lan nerde sende o yürek
- Aha cizttt
- Hocam Abdül kağıdıma Ben böyle hocanın taaa � koyim diye yazdıı, şimdide geri silmeye çalışıyor. Ayrıca kıçından ve boynundan süzülen terler sırayı ıslattı hocam. Hocam bide şu anda bana küfür ediyoo
- ABDÜLL!!
- Hocam vallaaha yalan bu yawsack yalan söylüyo

����������������

- Kopya versene
- Tane 50kuruş
- Olm ben yabancımıyım. Sınıf arkadaşınadamı parayla vercen
- Herkes sınıf arkadaşım, hem bak geçen senenin fiyatı bu
- Neyse al parayıda bana iyisinden bi kopya ver
- Al
- Bu ne olm bu hangi sorunun cevabı
- Geçen senenin tabiki, ehe

����������������

- Şşt kopya versene
- Al
- Öhm bu çok kolay oldu kesin bi pislik var�.

����������������

- Şşt kopya versene
- Al
- Yok böyle kolay olunca zevk almadım. Sen al bunu geri biraz yalvariim ondan sonra ver olurmu
- Bacaamı al o zaman. Yok kopya mobya
- Abi ne olurbe valla çok lazım ya, ehe şimdi zevk almaya başladım işte

����������������.

- Kopya varmı
- Kopya kullanmayalım kullandırtmayalım. AntiKopya merkezi sıfır iki yüz kırkiki yed�.
- Amanın adam andoid çıktı

����������������

- Kopya versene
- Önce parayı görelim
- Hayır önce kopyayı görücem
- Al işte burada
- mır mır mır
- Layn
- Vaz geçtim almıyom, okudum zaten, ehe
 
Moderatör tarafında düzenlendi:

iSyankaraLı

Kadim Üye
19 Ağu 2009
5,551
0
Her Yerden.
Pardon Yalış Numara

Adam evine telefon acar, telefonu yabancı bir bayan acar.Adam
karşıdaki sesi duyunca şaşırır, bayana sorar:

- "Sen kimsin?" Kız cevaplar:
- "Evin hizmetçisiyim."
- "Iyi de bizim hizmetçimiz yok ki!"
- "Evin hanımı beni bu sabah işe aldi."
- "Ya. Öyle mi? Ben de evin beyiyim. Hanımı cağırır mısın?"
- "Hanımınız şu an yatak odasında kocası sandığım bir adamla beraber."
Adam şaşırır, sinirlenerek,

- "Elli bin dolar kazanmak istermisin?" Kiz,
- "Tabii ki isterim.Kim istemez..."
- "O zaman çekmeçedeki silahı al, yukarı çıkıp o cadi ile o sümsük
herifi vur!"
Once ayak sesleri duyulur, sonra iki el silah sesi.
Hizmetçi telefona geri gelir:

- "Öldürdüm efendim, cesetleri ne yapayım?" Adam,
- "Cesetleri havuza at." Kadın duraklar:
- "Ama burada havuz yok ki?" Adam bir süre düşünür ve cevap verir:
- "Orasi 112 43 44 değil mi?
- "Hayir!!!!!
- "Pardon! Yanlış numarayı aramışım!!!
 

iSyankaraLı

Kadim Üye
19 Ağu 2009
5,551
0
Her Yerden.
Banlanan Üyeler İçin...

Yazıklar olsun yazıklar olsun
Adminin böylesine yazıklar olsun
Herşey karanlık nerde insanlık
Moda yağcılık edene yazıklar olsun
Batsın bu site bitsin bu forum
Banlayıp da gülene yazıklar olsun
Açılmamış başlıklar teşekkürsüz mesajlar
Banlanan hesaplar benim mi olsun
Ben ne yaptım admin sana
Mahkum ettin beni ban'a
Her forumda bin mesajım var
Şikayetim kurucuya şikayetim kurucuya
Banlayan sen mi yoksa o mu bilemedim
Öyle bir banladın ki kendime gelemedim
Çıkmaz bir forumdayım kendimi bulamadım
Offf offff offff
Ben mi açtım ben mi açtım
Bu topiği yanlış yere ben mi açtım
Eksi rep vermek zevk olmuşsa teşekkürler yorulmuşsa
Forum bozulmuşsa ben mi yarattım
Batsın bu site bitsin bu forum
Banlayıp da gülene yazıklar olsun
Açılmamış başlıklar teşekkürsüz mesajlar
Banlanan hesaplar benim mi olsun
 

iSyankaraLı

Kadim Üye
19 Ağu 2009
5,551
0
Her Yerden.
Amerikalı Mühendis Ve Köylü

Kayseri'de yol çalışması yapılıyomuş. Köylüler eşeğin birini salıp geçtiği yerden yolu geçiriyolarmış. O sırada oradan geçmekte olan Amerikalı bir mühendis görmüş bunları.
Merak etmiş; gitmiş yanlarına.
-Merhaba dayı ne yapıyosunuz böyle? demiş.
Köylü
-Yol yapıyoz diye cevap vermiş.
...-Eee!! bu eşek ne" diye devam etmiş mühendis.
Köylü genel prosedürü şöyle bir anlatmış. Eşeğin yolun nereden geçeceğine karar verdiğini söylemiş.
Bizim Amerikalı mühendis yerlere yatmış gülmekten, öyle şey mi olur diye.
Alaycı bir tonla:
- "Eee demiş, eşek bulamıyınca ne yapıyorsunuz?"
Köylü:
- "O zaman Amerika'dan mühendis getirtiyoz.
 

iSyankaraLı

Kadim Üye
19 Ağu 2009
5,551
0
Her Yerden.
Başçavuş Albayı Tutuklayacakmış

Albay, binbaşıya: -Yarın güneş tutulacak. Bu her zaman görülen bir şey değildir. Erleri talim elbiseleri ile talim meydanına getirin de olayı görsünler. Ben de orada bulunup kendilerine gerekli bilgiyi vereceğim. Şayet yağmur yağarsa, tabii bir şey göremeyiz. O zaman erleri, üstü kapalı talimgaha ***ürürsün. Binbaşı, yüzbaşıya: -Albayın emri ile yarın sabah saat dokuzda güneş tutulacak. Bu her zaman görülen bir olay değildir. Şayet hava kapalı olursa bir şey görülemeyecektir. Bu durumda tutulma, kapalı talimgahta gerekli talim elbisesiyle yapılacaktır. Yüzbaşı, teğmene: -Albayın emri ile yarın sabah dokuzda talim elbisesi ile güneş tutulmasının açılış merasimi yapılacaktır. Şayet yağmur yağarsa ki bu durum pek görülen bir olay değildir, Albay kapalı talimgahta gerekli bilgiyi verecektir. Teğmen, başçavuşa: -Yarın sabah dokuzda hava güzel olursa, talim kıyafeti ile albay tutulacak. Kapalı talimgahta yağmur yağarsa, alayın meydanında manevra yapılacak. Çünkü bu her zaman görülen bir olay değildir. Basçavuş, askere: -Yarın sabah saat dokuzda kapalı talimgahta Albayı tutacağız. Sabah hepiniz talim teçhizat ile hazır olun. Askerler kendi aralarında: -Yarın sabah bizim başçavus Albayı tutuklayacakmış
 
Üst

Turkhackteam.org internet sitesi 5651 sayılı kanun’un 2. maddesinin 1. fıkrasının m) bendi ile aynı kanunun 5. maddesi kapsamında "Yer Sağlayıcı" konumundadır. İçerikler ön onay olmaksızın tamamen kullanıcılar tarafından oluşturulmaktadır. Turkhackteam.org; Yer sağlayıcı olarak, kullanıcılar tarafından oluşturulan içeriği ya da hukuka aykırı paylaşımı kontrol etmekle ya da araştırmakla yükümlü değildir. Türkhackteam saldırı timleri Türk sitelerine hiçbir zararlı faaliyette bulunmaz. Türkhackteam üyelerinin yaptığı bireysel hack faaliyetlerinden Türkhackteam sorumlu değildir. Sitelerinize Türkhackteam ismi kullanılarak hack faaliyetinde bulunulursa, site-sunucu erişim loglarından bu faaliyeti gerçekleştiren ip adresini tespit edip diğer kanıtlarla birlikte savcılığa suç duyurusunda bulununuz.