Güneydoğu ve Yaşadıklarım...

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

ANUBIS'

Kıdemli Üye
19 Eyl 2008
4,981
7
ANKARA
arkadaşım her bölümünü aglayarak okudum tüm şehtilerimiz nur içinde yatsın allah sizin gibi arkadaşlarımızı başımızdan eksik etmesin ALLAH TÜRKÜ KORUSUN VE YÜCELSİN AMİN..
 

Genghis Khan

Kıdemli Üye
18 Haz 2009
4,460
7
Rütbeniz nedir merak ettimde.Güzel konu tamaını okuyamasamda.

Sayın The Wolf , askerlik görevime asteğmen olarak başladım. Aakerlik süremin bitimine yaklaşık 8 ay kala Teğmen rütbesine yükseldim ve geri kalan görevimi bu rütbede tamamladım. Olağan dışı verilen bir rütbe idi bu. Normal şartlarda Asteğmenler askerlik sürelerinin bitimine bir ay kala Teğmenlik rütbesine yükseltilirlerdi.

Saygılarımla,
Murat CENGİZ
 

Genghis Khan

Kıdemli Üye
18 Haz 2009
4,460
7
Kod Adı : Hoş geldin...

Hastaneden çıkalı iki ayı geçmişti, tamamen iyileşmiştim artık. Gözüm gelen mesajlardaydı, operasyon emrini bekliyordum özlemle...

Eşimi kaybedeli dört ay olacaktı 2 gün sonra ;

özleyecek başka neyim kalmıştı ki...

Ertesi gün bir mesaj geldi, üzerinde hoş geldin yazıyordu. Baş tarafını şöyle bir okuduktan sonra attım masanın üzerine çıktım dışarı. Vadiyi gören mevziye gittim, askerlerle başladık sohbete, Kubilay'da geldi. Birden aklıma mesajda gözüme çarpan bir cümle geldi " 2 gün sonra "... Fırladım yerimden ve çadırıma doğru koşmaya başladım, tabii Kubilay'da peşimden. Tahmin ettiğim gibi operasyon emriydi ve hoş geldin hem kelime anlamını taşıyordu hem de operasyonun adını; başladım gülmeye. Kubi'ye durumu anlattıktan sonra beraber güler olmuştuk ki aniden sustum. Kubi önce yüzüme baktı, sonra ;

- " Hocam, vardır her işte bir hayır, yengemin gidişinin 4. ayının ilk gününde çıkacağız, vardır bi hayır işte " ...

dedi.

Hiç mi bir şeyi unutmazsın diye geçirdim içimden, olduğum yere yığıldım adeta, yine o nöbetlerden biri daha geliyordu, hayır dedim kendi kendime sırası değil şimdi, ama kımıldayamıyordum, kalkacak oldum olmadı, seslenecek oldum ; çıkmadı yine sesim...

Yine o eli gördüm, tuttu elimden ve kaldırdı beni bir kez daha...

( Not : Çoğunuza bunlar hayali gelebilir ama eşimi kaybettikten sonra hallisünasyonlar başlamıştı ve askerden sonra da 3 yıl ilaç tedavisi gördüm ).

Beş saat içinde hazırlıkları tamamlamıştık, yavaşlamışssınız kızlar dedim.

- " Hocam, Allasen yapma, kullanma şu tabiri bize, bak gücüme gidiyor " ...

Kubilay'dan başkası değildi bu. Her ne kadar hepsini çok sevdiğimi bilseler dahi, hiç birisi Kubilay gibi değildi, sadece o lafını sakınmazdı benden, ağzına geleni söylerdi...

Karakolda yine küçük bir kuvvet bırakacak, biz dönene kadar ise yine Jandarma Komandolardan takviye birlikler gelecekti karakola. Gece yola çıkıyorduk...

Yaklaşık 7 saat geçmişti yola çıkalı ki karakoldan şifreli çevrim aldım ; yazılı mesajdı bu ve ilk kez oluyordu. Yeni kullanmaya başladığımız GPS cihazlarına yazılı emsajlar gönderilebiliyordu. Mesajda sadece şu vardı ;

" Baskın yedik " ...

Elim ayağım titremeye başlamıştı, nasıl olurdu bu, bizim karakol baskın yapılamayacak bir bölgede ve oldukça korunkalı mevzilerden oluşuyordu. Jandarmalar neredeydi, yeni kuvvetlerin geldiği bir karakola hangi sa lak baskın yapmaya cesaret ederdi. Hemen telsizi aldım elime ;

- " Acele rapor verin, Jandarmalar nerede, baskın yapanlar kaç kişi, zaiyat var mı? "

Cevap yarım saat sonra gelebildi ; ama o yarım saatte ömrümden yıllar gitti ve sakallarım işte o an beyazladı...

- " Jandarmaların aracı mayına çarpmış, kurtulan yok, yalnızız, karşı taraf 40 kişi kadar, elimizde ne varsa boşaltıyoruz, cephanemiz bol, yaklaşamazlar, 4 yaralımız var, keskin nişancıları canımızı okuyor "...

Bir bu eksikti, sayısını bilmediğim şehit Handarmalara mı yanayım, askerlerime mi üzüleyim, yoksa o an içinde bulunduğum çaresizlikten nasıl kurtulacağımı mı düşüneyim...

Hemen Tugay ile irtibata geçtim ve karakola acil destek gerektiğini, benim de geri dönmek için yola çıkmak üzere olduğumu söyledim. Anında cevap geldi ;

- " Hava şartları olumsuz, hava desteği imkânsız, kara yolu ile destek kuvvetler yola çıkmak üzere , siz görevinize devam edin, geri dönmeyeceksiniz, " ...

Şaka yapıyor olmalıydılar, kara yolu ile destek saatler sonra ulaşırdı karakola, cephaneleri yeterliydi, ancak karakola sızarlarsa bu hepsinin sonu olurdu ki buna dayanamazdım. Bir kez daha çevrime geçtim ;

- " Geri dönmek için izin istiyorum, dayanmaları imkânsız " .

Cevap ;

- " OLUMSUZ "...

- " Geri dönüş yoluna çıktım, arz ederim "

dedim ve yola koyulduk. Hemen karşı cevap geldi ;

- " Emirlere itaatsizlik ediyorsunuz, dönüşünüzde askeri mahkemeye verilebilirsiniz, rütbenizi kaybedebilirsiniz "...

Rütbenin de sizin de canı cehenneme dedim ve askerlerimin şaşkın bakışları arasında bana verilen rütbeyi sökerek cebime koydum ve telsizi karakolun kanalına çevirdim tekrar, askerlerime de;

- " Bana bakın, 7 saatte buraya geldik 3 saatte geri döneceğiz. Arkada kalan olursa gözünün yaşına bakmam olduğu yerde bırakırım; 3 saatte karakola varılacak; bu bir emirdir ".

Saçmalıyordum ; bir emre henüz karşı gelmiştim, üstelik hiçbirini canım pahasına da olsa geride bırakmayacağımı biliyorlardı.

Kan ter içinde kalmıştık, her yanımız titriyordu, ama karakolu uzaktan görebildik minik bir silüet halinda ve dönüşe geçeli 2 saat olmuştu, bu çocuklardaki yürek kimde vardı ki...

Durdum, " yorulacaksınız ama dolaşacağız dedim, dönüş yolunda ya bizi bekliyorlardır ya da tuzaklar vardır, onların işini sonra bitiririz, 2 uçaksavar ve 3 Kanas burada kalacak, nikoncu da. Nikoncu bizi karakola 1000 metre mesafede gördüğünde hepiniz hareket eden her şeye ateş açmaya başlayacaksınız, dikkatleri dağılınca da biz arkadan sarmaya başlayacağız.
İzli mermilerin geldikleri yere bakın, ap tallar dağılmamış, hemen hemen toplu halde duruyorlar. Buradan şehit vermeden çıkın, dileyin benden ne dilerseniz; size tezkere bile verdiririm " ...

Karakol ile de yedek kanaldan şifreli çevrime geçtim ve durumu onlara da anlattım. Kubilaylar ateşe başlayınca 120 lik havanlarla karşı tarafı dövmelerini söyledim ; gülüyorlardı , arada bir ses duydum ;

- " Demedim mi lan ben sana hoca bizi yalnız bırakmaz diye ver 10 liramı " ...

Gösteririm ben size iddiaya girmeyi diye içimden geçirdim gülerek ve var gücümüzle koşmaya başladık. Sadece silah ve cephanelerimizi almış, gerisini Kubi'lerin olduğu yerde bırakmıştık.

Biz ateşe başlayınca karşı tarafın ateşinin büyük kısmı bize yöneldi ve ilk düşen yakışıklı ( ileride anlatacağım lakabının nedenini ) oldu.

- " İyiyim bi şeyim yok, omzumu deldi şe refsizler "....

- " Geriz zekalı yakışıklı, ben sana ayakta durmayacaksın demedim mi, heriflerin keskin nişancılarını göremiyoruz "

- " Ama komutanım, ben yaralıyım, bana bağırma "

dedi sırıtarak, gülüştük mermi sesleri arasında. Yakışıklı hareket edemediği için Mg-3'ün başına geçti ve kaşla göz arasında 3 ncü mayon takımını ( mermilerin birbirine bağlandığı şerit ) da namluya sürmüştü. Havanlar da durmuyordu, Kubilay ise uçaksavarlara harika hedef vermişti, adamlar (!) başını kaldıramıyordu.

- " Teslim olmak için ayağa kalkanı da vurun, şehit Jandarmaların intikamı alınacak "

diye bağırdım.

Çatışma 3 saat kadar sürdü. 7 yaralımız vardı sadece , içlerinde durumu ağır olan yoktu şükürler olsun. Bir çatışmadan daha şehit vermeden sıyrılmıştık. 28 leş saydık gidince, sanırım diğerleri arkadan yavaşça kaçmışlardı, önlerini kesme gibi bir lüksümüz yoktu o an için, bunu başaramamıştık.

Bir saat kadar sonra Kubilaylar da geldi.

- " Hocam ; rütbelerin " ...

Yıldızları elime aldım, canları cehenneme diyerek telsizi aldım ve Tugay'a durumu bildirdim. Karşımdaki Albay'dı ve halâ beni emre karşı gelmekle itham ediyordu ; haklıydı da üstelik ; benden kat be kat tecrübeliydi, ne zaman nelerin olabileceğini kestirebilirdi; ama ona da ağzıma geleni söyledim. Çevrim bitmişti. Yarım saat sonra GPS'e şifreli bir mesaj geldi, gönderen kodu Tugay Komutanı'na aitti ; hah dedim , Murat kendin kaşındın, şimdi çek cezasını. Mesaj şöyleydi ;

- " Göstermiş olduğunuz üstün başarıdan dolayı sizi ve kahraman evlatlarını tebrik eder alınlarınızdan öperim. Üstlerinize karşı gelmenizi ise bu kez görmezden geliyor ve tekrarında prosedürün aynen uygulanacağını bildiriyorum. İlgili mesaj yazılı olarak ulaştırılmıştır. Allah sizi korusun " ...

Utanmıştım kendimden, ancak mesajı askerlerime okuyunca, arada yine iddia sesleri geldi, gülüşmeler, iddialar ; çocuk bahçesi gibiydi.

Karakola ulaştığımızda askerlerimin karakolu canla başla nasıl savunduklarını gördüm; roket telleri işe yaramış aşırtmalar hariç direkt gelenlerin hepsini tutmuştu teller, her yer 60 lık hava deliği doluydu, harikasınız aslanlarım dedim bağırarak.

Tam o esnada telsizcim geldi ve Tugayın yazılı mesajını getirdi ;

- " Gerek yok, haberim avr, haberleştik zaten " dedim gülerek.

- " Özel Harekât teklifini kabul edecek misiniz komutanım ? "

dediğinde ise hem gururlandım hem de aklımdan bir sürü düşünce geçmeye başladı .

Herkes susmuştu ; ayrılık zamanı geliyordu...

------------------------------------
DEVAM EDECEK
------------------------------------
Genghis Khan
Haziran 1992 / Siirt'te bir bölge...
 
Son düzenleme:
13 Eki 2009
211
0
Aslan Gazim Adaşım Forumda turlarken tesadüfen karşılaştım yazılarınla Sabahın bu saatine kadar her satırını iliklerime kadar hissederek okudum ve okurkende benim 1993-1998 yılları arasında Tunceli Ovacık ve bölgedeki muhtelif diğer yerlerde yaşadıklarım gözümün önüne geldi birer birer . Ama İnanki bizim yaşadıklarımız senin yaşadıklarının 10 da biri dahi olamaz . Bu gün bana ihtiyaç duyulsun yine giderim bölgeye seve seve . Allah senin gibi gazilerimizden razı olsun aziz şehitlerimizin ruhu şad olsun .

Umarım Bazılarıda attıkları her adımda senin gibi gazilerimizi düşünüyor ve şehitlerimizi anımsıyorlardır.
 

ersagunbalasagun

Yeni üye
30 Eki 2009
31
0
Yazının hepsini yorumlara kadar okudum... Yapılan fedakarlıklar, çekilen çileler, yaşanan hasretler; bunları yaşayanların dışında kimsenin umrunda değil. Vatan bize göre sadece bu insanlar ve yakınlarıdır. Geri kalanı çöp. Stratejik Araştırma Bilgilendirme Raporu: Türkiye 21. yüzyılda olası bir savaşa girerse savaşa kendi isteğiyle katılacak kişi sayısı 35 bin ila 40 bin arasındadır. Bu sayıyı Kurtuluş savaşı ve Balakan savaşları ramkamlarıyla, o zamanın nüfusuna göre karşılaştırdığımızda sayı aynı. Yani nufus ne olursa olsun Vatanperver insanlarla diğerleri hep aynı oranda. Yazı dizisini hazırlayan abimize ve askerlik arkadaşlarına ne kadar şükran duysak azdır.Bizim yaptığımız askerlik onlarınkinin yanında evcilik kalıyor. Sertaç'a, Metehan'a, Mesut'a, Mehmet'e ve tüm Şehitlere SELAM olsun. Söylesem tesiri yok, Sussam gönül razı değil FUZULİ
 

cobrat

Yeni üye
30 Mar 2008
10
0
Türkiye
Eğil kulak ver ceddine!
TÜRK
'e kefen giydirmek hangi itin haddine.!
VATANIMIZI
bölmek isteyen o itlere inat verdiğimiz;
30 BİN ŞEHİDİN ruhu için
Ağlamak yok, Biz
TÜRK
'üz yılmayız, yıkılmayız!
NE MUTLU TÜRK'üm DİYENE!


Lanetliyoruz..!
KahrolSun PKK..!
Kahrolsun Yandaşları..!
Kahrolsun Besleyenler..!
Kahrolsun ite kopuğa değer verenler..!

 

çağdaş001

Uzman üye
29 May 2009
1,379
1
*
Çok ilgi görür bu konu ;)
Okumaya devam ediyorum.
Buda benden olsun o zaman dedim:

Zafere giden yolda çekilen çile kutsaldır.
 

£Lif

Katılımcı Üye
9 Eki 2009
622
0
İzmir
Şimdiye kadar hiç bir konu makale yazı beni bu denli etkilememişti..Dağıldım okurken resmen ..Bundan realite konu olamaz..Bunların Kurtuluş savaşı yada Çanakkale Savaşına özgü hikayeler olduğunu sanan ve gerçeklerden uzak açılım ardına gizlenmiş aslen koltuk çıkar peşinde koşanların ufalan beyinlerine ve vicdanlarına ithafen devam etmelisin..Mutlaka daha çok ibret ve kahramanlık öyküsü vardır..Devamını getirmeni rica ediyorum ve merakla bekliyoruz..
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst

Turkhackteam.org internet sitesi 5651 sayılı kanun’un 2. maddesinin 1. fıkrasının m) bendi ile aynı kanunun 5. maddesi kapsamında "Yer Sağlayıcı" konumundadır. İçerikler ön onay olmaksızın tamamen kullanıcılar tarafından oluşturulmaktadır. Turkhackteam.org; Yer sağlayıcı olarak, kullanıcılar tarafından oluşturulan içeriği ya da hukuka aykırı paylaşımı kontrol etmekle ya da araştırmakla yükümlü değildir. Türkhackteam saldırı timleri Türk sitelerine hiçbir zararlı faaliyette bulunmaz. Türkhackteam üyelerinin yaptığı bireysel hack faaliyetlerinden Türkhackteam sorumlu değildir. Sitelerinize Türkhackteam ismi kullanılarak hack faaliyetinde bulunulursa, site-sunucu erişim loglarından bu faaliyeti gerçekleştiren ip adresini tespit edip diğer kanıtlarla birlikte savcılığa suç duyurusunda bulununuz.